Aslında benim, birbirinden pırlanta, güzeller güzeli, akıl küpü kızlarımız için söyleyebileceğim farklı bir şey yok. Yani onlara da "eşleriniz, sevgilileriniz sizin malınız değildir, kaldırın o tasmaları" der, bence mevzuyu özetlerim. Bu tasma da nereden çıktı falan diyorsanız, buyurun: Biz kırk kişiyiz birbirimizi biliriz anacım. Pek güzel biliriz. Genelleme yapıyorum an itibariyle, bana ama öyle değil böyle falan diye münferit örneklerle gelmeyin reca ederim. Genelleme bana diyor ki, bu memleketin kızlarının kendilerini var edebilme aracı eş ve anne olmaktır. Eş olmadan anne olabilecek halimiz yoktur. Burada sözü edilen hal, elbette ki paşa gönül halidir. Yani: "Ben evlenmiyorum kardeşim! Ama anne olmak istiyorum te o kaa!" diyebilen, ve demekle kalmayıp bunu uygulayabilen kadın sayısı hepimizin malumudur, çünkü bunlar haber değeri taşır bu ellerde. O kadar acayip bir iş olarak görülür yaptıkları.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTUeOtjBOgoQJIS6q0ewHGUZUCEBBSlIfpCY9ivZn1RofKtaVHGgGPYwaPQNfb2Io2UQLFLU3i6pe9jLJEA_p143Fg0Z9xYytMoIbzIexPym3rhKkkvoEHMu37NV1_coFuflliS9nTXtLM/s200/christine+Comyn+Peaceful.jpg)
Başka hayal vermedik ki, ne desem havada kalacak kabul.
Ama diyecem yine de. Çünkü ben biliyorum ki, kafaları gayet iyi çalışan ve başlarına örülen bu çorabın farkına varan birçok genç hanım, bile bile aynı oyunu oynuyor. Herhangi bir hayalin peşinden koşmak, bir ademoğluna tasmayı takmak kadar kolayına gelmiyor. Kolayı seçiyor. Güvence dediği esareti, huzur dediği erken emekliliği seçiyor. Ve seçtiği adamlar da edeleli kollarına yandığı, kaşına gözüne kurban olduğu değil. Onlara aşık oluyor, istiyor ama gidip bir "koca" buluyor kendine. Şimdi burada kadınların da birer evlenilecek erkek-eğlenilecek erkek ayrımları olduğu konusuna girmeyeyim. Biliyoruz di mi neyin ne olduğunu?
Ha işte o zaman ne diyorsun be kadın? diyorsanız, valla ben de bilmiyorum. Durum vahim gözüküyor. Bir çocuğu eğitmek istiyorsan, işe anneannesinden başlayacaksın diye bir söz okumuştum çok eskiden. Galiba artık yapabileceğimiz bi şey yok. Ama şimdi böyle bi başlayalım derim, bakarsın işe yarar. Şu fani alemde bir kadının en önemli vazifesinin evlenmek ve çocuk doğurmak olduğu dayatmasına kaç kadın dil çıkartırsa, geleceğe umut olur. Çünkü erkeğin ve kadının ortak mutsuzluklarının baş sebebi bu ezbere yaşamların mahkumiyetidir. Tutsak ruhlar da hem kendilerine, hem diğer tutsaklara eziyet ederler. Herkes birbirinin tasmasına hırsla ve başka bir şeklini bilmedikleri için, haz ile yapışır. Zevk alırlar mutsuzluklarını yaymaktan. Diğerleri de kendileri gibi olsun isterler. Herkes zincirine biat etsin isterler. Çünkü ancak o zaman, yaşamlarının bir anlamı olduğuna inanırlar.
Daraldım yav.. Tıkandım kaldım zaten, bi naneye yaramayan bi ton laf.
Gereksiz işlerden sorumluyum ya, o bakımdan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder