10 Eylül 2012 Pazartesi
0
İslami bisikleti duyduktan sonra içime bir rahatlık, aklıma bi ferahlık ve gariptir, gözlerime de bi fer geldi. Sanki olağanüstü ve çilekli vanilyalı dondurma tadında bir aydınlanma anı yaşadım. Belki tam o an, karşımda bir ayna olsaydı, başımın üzerinde el ele tutuşarak dönmeye başlayan minik kanatlı perileri görebilirdim.
Göremediğim perilere üzülmeyi boşverip anlık aydınlanmanın nimetlerinden yararlanmaya karar verdim. Hemen kafayı çalıştırdım, hayal gücümü yazlık rehavetinin tüm haşmetiyle serildiği hamaktan döndürüp düşürmek suretiyle uyandırdım ve göreve çağırdım. Kıçını başını tuta tuta geldi sağolsun.
"Şimdi şöyle yapıyoruz gençler" dedim bunları karşıma dizip. Kafam ve hayal gücüm yanyana pek şeker duruyorlardı. Biri heyecanlı, diğeri mahmur.. O sırada bilinçaltım "o mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız" diye soldan sahneye girdi. "Ne alakası var la?" dedim, "ne bileyim bilinçaltı olmak böyle bi şey işte" dedi. "İyi tamam geç sıranın sonuna iyi dinle sen de beni" dedim.
"Bir üretim bandı hayal edin" diye söze başladım. "Bu öyle bir bant ki, bir ucundan dünyanın hehangi bir yerinde, herhangi bir kültüründe yapılmış herhangi bir şey giriyor, diğer ucundan İslami olarak çıkıyor."
Kafam yan yan hayal gücüme bakmaya başladı, bilinçaltım ise o sırada galiba ıslıkla onuncu yıl marşını çalıyordu.
"Yani diyorum ki, bak misal kendi halinde bir bisikletin nasıl İslami bir bisiklet olacağını üniversite hocaaahhaha.. neyse işte çıkmış birileri açıklamış. Temel prensipler iyi niyet, insanlara fayda gözetimi vs. vs."
Kafam birden yerinden zıpladı ve "ya galiba ben böyle bi şey hatırlıyorum" dedi. "Yıllar önce İran'da kadınlara özel İslami bisiklet üretilecek diye okumuştum bi yerlerde. Hatta galiba, bu bisikletin bir kısmı kapalı olacakmış, vücudun yarısını örtecekmiş falan.."
"Karıştırma şimdi İran'ı kardeşim.. ne İran'ı? Biz burada mucizevi bir üretim bandından, İslami usül bi nevi sanayi devriminden söz ediyoruz. Lütfen herkes buna odaklansın, azami dikkat!" dedim.
Kafa kafaya verip düşünmeye başladılar. Hayal gücümün omuzlarına çok ağır bir yük binmişti. Yüzbinlerce yıl geçse "İslami bisiklet" gibi fantastik üretimler yapamayacağını biliyordu. Sanırım bunu bilmenin verdiği eziklikle biraz tutuk ve sessiz söz istedi. "Anlat bi tanem dinliyorum" diye şevkat katkılı ara gaz verdim.
"Ee şey.. Madem iyi niyet çok önemli bir çalışma prensibi, o zaman ben üretim bandının iki yanına dizi dizi sıralar yapmayı ve buraya dua timleri konumlamayı teklif ediyorum"
"Dua nesi?" dedim,
"Tim" dedi.
"Yani bunlar bildiğimiz teyzelerden, nur yüzlü dedelerden oluşan ama zamanla yerini daha gençlere bırakacak bir çalışma grubu. Tabii hanımlar ve beyler ayrı ayrı vardiya usülü çalışacaklar. İyi niyetle dua edip, üretim bandından geçen her mamülün İslami olarak diğer taraftan çıkması içinn....."
"Çıkaracam şimdi ben sizi öte taraftan lan!" diye kükredim. Allam yaratıyosun bari takip et.. ne bu böyle? Yok dua timi koyuyormuş da yok vardiyalı dua okunacakmış da.. "Nazar duası için de tekkeden hoca çağırsaydınız bari!" dedim. "Yok onu devlet sınav açıp öyle bulacakmış" dedi. Bilinçaltım "açmaamm açaamam söyleeyemem çünküü derindee" diye başlayınca bayılmışım.
O değil de, asıl vahim hadise ayılınca vuku buldu. Ben bu haberleri yine birileri Twitter'da trolleme yapıyor diye okumuştum. Meğer doğruymuş? O ha.
Bu arada: Amma müzik sever bi bilinçaltım varmış. Çoh öneml çoh önemli. hahha..
İslami bisikletin faideleri
İslami bisikleti duyduktan sonra içime bir rahatlık, aklıma bi ferahlık ve gariptir, gözlerime de bi fer geldi. Sanki olağanüstü ve çilekli vanilyalı dondurma tadında bir aydınlanma anı yaşadım. Belki tam o an, karşımda bir ayna olsaydı, başımın üzerinde el ele tutuşarak dönmeye başlayan minik kanatlı perileri görebilirdim.
Göremediğim perilere üzülmeyi boşverip anlık aydınlanmanın nimetlerinden yararlanmaya karar verdim. Hemen kafayı çalıştırdım, hayal gücümü yazlık rehavetinin tüm haşmetiyle serildiği hamaktan döndürüp düşürmek suretiyle uyandırdım ve göreve çağırdım. Kıçını başını tuta tuta geldi sağolsun.
"Şimdi şöyle yapıyoruz gençler" dedim bunları karşıma dizip. Kafam ve hayal gücüm yanyana pek şeker duruyorlardı. Biri heyecanlı, diğeri mahmur.. O sırada bilinçaltım "o mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız" diye soldan sahneye girdi. "Ne alakası var la?" dedim, "ne bileyim bilinçaltı olmak böyle bi şey işte" dedi. "İyi tamam geç sıranın sonuna iyi dinle sen de beni" dedim.
"Bir üretim bandı hayal edin" diye söze başladım. "Bu öyle bir bant ki, bir ucundan dünyanın hehangi bir yerinde, herhangi bir kültüründe yapılmış herhangi bir şey giriyor, diğer ucundan İslami olarak çıkıyor."
Kafam yan yan hayal gücüme bakmaya başladı, bilinçaltım ise o sırada galiba ıslıkla onuncu yıl marşını çalıyordu.
"Yani diyorum ki, bak misal kendi halinde bir bisikletin nasıl İslami bir bisiklet olacağını üniversite hocaaahhaha.. neyse işte çıkmış birileri açıklamış. Temel prensipler iyi niyet, insanlara fayda gözetimi vs. vs."
Kafam birden yerinden zıpladı ve "ya galiba ben böyle bi şey hatırlıyorum" dedi. "Yıllar önce İran'da kadınlara özel İslami bisiklet üretilecek diye okumuştum bi yerlerde. Hatta galiba, bu bisikletin bir kısmı kapalı olacakmış, vücudun yarısını örtecekmiş falan.."
"Karıştırma şimdi İran'ı kardeşim.. ne İran'ı? Biz burada mucizevi bir üretim bandından, İslami usül bi nevi sanayi devriminden söz ediyoruz. Lütfen herkes buna odaklansın, azami dikkat!" dedim.
Kafa kafaya verip düşünmeye başladılar. Hayal gücümün omuzlarına çok ağır bir yük binmişti. Yüzbinlerce yıl geçse "İslami bisiklet" gibi fantastik üretimler yapamayacağını biliyordu. Sanırım bunu bilmenin verdiği eziklikle biraz tutuk ve sessiz söz istedi. "Anlat bi tanem dinliyorum" diye şevkat katkılı ara gaz verdim.
"Ee şey.. Madem iyi niyet çok önemli bir çalışma prensibi, o zaman ben üretim bandının iki yanına dizi dizi sıralar yapmayı ve buraya dua timleri konumlamayı teklif ediyorum"
"Dua nesi?" dedim,
"Tim" dedi.
"Yani bunlar bildiğimiz teyzelerden, nur yüzlü dedelerden oluşan ama zamanla yerini daha gençlere bırakacak bir çalışma grubu. Tabii hanımlar ve beyler ayrı ayrı vardiya usülü çalışacaklar. İyi niyetle dua edip, üretim bandından geçen her mamülün İslami olarak diğer taraftan çıkması içinn....."
"Çıkaracam şimdi ben sizi öte taraftan lan!" diye kükredim. Allam yaratıyosun bari takip et.. ne bu böyle? Yok dua timi koyuyormuş da yok vardiyalı dua okunacakmış da.. "Nazar duası için de tekkeden hoca çağırsaydınız bari!" dedim. "Yok onu devlet sınav açıp öyle bulacakmış" dedi. Bilinçaltım "açmaamm açaamam söyleeyemem çünküü derindee" diye başlayınca bayılmışım.
O değil de, asıl vahim hadise ayılınca vuku buldu. Ben bu haberleri yine birileri Twitter'da trolleme yapıyor diye okumuştum. Meğer doğruymuş? O ha.
Bu arada: Amma müzik sever bi bilinçaltım varmış. Çoh öneml çoh önemli. hahha..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder