Türk Hava Yolları'na bir önerim var: Böyle taksit taksit bünyenizdeki kadınları silmeyin, silikleştirmeyin, görünmez kılmayın. Bu işi tek bir hamlede yapın, bitsin gitsin, kafanız rahat olsun. Sonra bütün kurum, köy kahvesi kıvamında erkek erkek takılır gidersiniz.
Kadınların işine hemen son verin. Hosteslere yol verin, yerde gökte kabinde masada danışmada kontrolde, artık her nerede kadın çalışanınız varsa, hepsini emekli edin. Verin tazminatlarını, ikramiyelerini, bırakın gitsin.
Bana öyle geliyor ki, bu dönemde bi şeylerin başı olan erkeklerin, kadınlarla normal bi arkadaşlığı, sosyal ortam paylaşımı, ne bileyim ortak faaliyetleri vs yok. Alışık değiller, deneyimleri yok. Mecbur kalıp birlikte çalıştıkları kadınların etek boyundan, saçından başından ve rujunun renginden etkilenmeleri olası. Ve galiba, herkesi kendileri gibi bilmelerinden kaynaklanan sorunlu bir algıyla, hakikaten bütün erkeklerin aynen kendileri gibi olduğunu, aynı etek boyundan, aynı saçtan ve aynı renk rujdan, aynı şekilde etkilendiğini sanıyorlar.
Bilmem anlatabildim mi?
Hayır mı? Bence de hayır. Ancak sorun bende değil, bundan gayet eminim. Sorun, bu yasakların, bu kadına tahakküm hevesinin, bu kadını silip geçme azminin kendisinde, özünde. Anlaşılır bir yanı yok ki, anlatılabilsin.
Hayır sonra birileri çıkıp Cahiliye devri "kız çocuklarını kuma gömme" canlandırması yapıyor, başka birileri de çıkıp "e ama bu kadın düşmanı, kadın korkağı kafa yine kadını gömüp duruyor bi yerlere?" diyor, bunu okuyanlardan, kafalarının önemli bir kısmı "Allah alanı"ndan oluşan güzide topluluk da "n'aalakası var şimdi?" diyor, ben de yazıya bitmiş muamelesi yapıp sessizce dağılıyorum.
Kırmızırujphobia notu: Şimdi saçma geliyor ama ilerde tarih yazacak bunu. Evet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder