The Man Without a Face – Yüzü Olmayan Adam
Yapımı : 1993 - ABD
Tür : Dram
Süre: 115 Dak.
Yönetmen : Mel Gibson
Oyuncular : Mel Gibson , Nick Stahl , Fay Masterson , Geoffrey Lewis , Gaby Hoffmann
Senaryo : Malcolm MacRury , Isabelle Holland
Yapımcı : Bruce Davey
Film Özeti
Justin McLeod (Mel Gibson), beş yıl önce geçirdiği trafik kazasında yüzünün bir kısmı yanmış olduğundan kasabanın en üç köşesinde yalnız yaşayarak hayatını geçiriyor. Kazada yanında bulunan çocuğun ölmesi sonucu mahkemede yargılanıyor ve suçlu bulunuyor. Onun 'küçük çocukları seven' biri olduğuna inanan halk onu yalnız bırakıyor. Chuck (Nick Stahl) ile başlayan arkadaşlığını sorgulamaya başlayan kasaba halkı, geçmişte olan olayları Justin'a bir daha yaşatmaya başlıyor.
Film Yorumu
Film, bir kitap uyarlaması. Birçok sitede yüksek puan almamış ortalama bir film olarak gözükmesine rağmen bence bu yapım ciddi manada güzel, doğru noktalara parmak basarak insanların farkındalığını arttırma adına yapılmış bir eğitim filmi.
İlk olarak dikkatimi ana karakter hakkında çıkan yada çıkarılan söylentiler çekti.İnsan doğası mı yoksa sadece kötü insan davranışımı halen karar veremediğim “söylenti çıkarmak” , “dedikodu” yapmak gibi davranışların ön yargılarımızın altını çiziyor olması ve hatta hiçbir fikrimiz olmayan kişi yada olaylar üzerine negatif bir algı oluşturmamızın baş sebepleri haline geliyor olması çok düşündürücü.
Filimde de hayatta da bunun adil ve doğru olmadığını gözlemleye biliriz ancak sanırım hayatın içerisinde çoğu zaman durum yada kişilere objektif yaklaşmakta zorlandığımızdan film içerisinde bunu gözlemleye bilmemiz daha olası ve bu sebeple film bir nebze daha önem kazanıyor benim gözümde.Bir diğer dikkatimi çeken nokta ise filmdeki anne figürü.Kendisininde filmin bir yerinde ifade ettiği gibi üzerine annelik kavramı pek de yakışmıyor ve 3 çocuğunu da kazara doğuruyor.Haliyle her bir çocuğun yalnız,yardıma muhtaç,zedelenmiş çocukluklar geçiriyor olduğuna tanık oluyoruz.
Benim gerçek hayatta da anlamlandıramadığım bir durumdur bu,çocuk istemeye bilirsin,annelik için hazır olmaya bilirsin,karakterin buna uygun olmaya bilir,halen hayatta başka hedeflere ulaşmak öncelikler listende çocuk sahibi olmayı son sıralara itelemiş olabilir ve hayat sana bir oyun oynayıp kazara hamile kalmanı sağlamış da olabilir ama hayatın bunu 3 kez üst üste yapmış olması sizce ne kadar olası?Demem o ki, çocuk istemiyorsan 3 kazayı nasıl denk getiriyorsun?yazık değil mi senin şekillendiremeyecek olduğun o temiz ruhlara?Çocuk sahibi olmak önemli bir konu ve bence ebeveynler bu konuyu hayatlarındaki her şeyden daha detaylı daha daha ciddi şekilde düşünmeliler.
Filimin günahsız bir insanı içinde bulunduğumuz dünya düzeni sayesinde nasıl sadece yaradılışı yada başına gelmiş olan kötü olaylar sebebiyle fiziksel veya ruhsal darbe almış kişileri günah keçisi ilan ettiğimizi bir kez daha bana hatırlattığı için filmin sonunda canım yanmadı desem yalan olur.
Aynı durumu Ölü Ozanlar Derneği , Patch Adams gibi filmlerde de yaşadım.Kötü niyetin olmasa da biraz marjinal sen ,çoğunluğa tamamen uymuyorsan öteki oluyorsun ve en ufak bir sorun da içerisinde bulunduğun koloni ilk olarak seni gözden çıkarıyor ve durum her ne kadar kabullenmek gereken bir durum olsa da canımı yakıyor.Keşke elden gelen bir şey olsa (ki benim elimden gelen ön yargılara karşı savaşmak ve insanlara ön yargıları olduğunu gösterip bunları yıkmalarına yardım etmeye çalışmak ama ulaşabildiğim insan sayısı okyanusta damla gibi bir şey L) …
Özetle bu filmi izlemenizi öneriyorum ve bir çok sitede aldığı puandan daha fazlasını hak ettiğine inanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder