19 Nisan 2010 Pazartesi

0

Neşeli Keçe Minik İğne Yastığı

Önceki postlarımda bahsettiğim iğne yastıklarımın devamı. Bütün iğne yastıklarımı buradan görebilirsiniz.

       Yoğun fakat bir o kadar da zevkli geçecek bir haftaya girdim. Çok yorulacağım belki ama mutluyum. Hava da güzel. Daha ne olsun... Yarın buralara malum kül blutları geliyormuş. Asit yağmuru da bekleniyor. Şemsiyesiz dışarı çıkmayın. Herkese mutlu haftalar...

18 Nisan 2010 Pazar

0

küçük bir davet









Türkiye'den gelen misafirlerimiz için hazırlamış olduğum küçük bir sofra. Çekmecedeki kurdela da ne denilirse evde keşfe çıkmış miniği bir nebze durdurabilmek için. Yoksa bütün dolapların çekmecelerin içi dışarıda :)
Tarifleri en kısa zaman da ekleyeceğim



kırmızı lahana salatası

malzemeler:
1 tane orta boy kırmızı lahana
5 ym kaşığı mayonez
5 ym kaşığı süzme yoğurt
tuz
sıvıyağ

süslemesi için:
kornişon turşu
maydonoz
bebe mısır turşusu
acı süs biber turşusu

hazırlanışı:
kırmızı lahanalar robotta rendelenir. Sıvı yağda yumşayna kadar kavrulur. Soğuduğu zaman içine mayonez, yoğurt, tuz eklenir ve karıştırılır. Servis tabağına alınır dilediğiniz malzemeyle süslemesi yapılır.



Alinazik

malzemeler:
1 kg. patlıcan
2 su bardağı yoğurt (çok sulu olmasın)
3 diş sarımsak
400 gr. kıyma
1 adet soğan
2 ym kaşığı biber salçası (acılı kullandım)
2 adet domates
2 ym kaşığı tereyağ
1 ym kaşığı zeytinyağ
tuz, karabiber
süslemek için: biber, maydonoz, domates

hazırlanışı:
patlıcanlar közlenir, kabukları soyulur. İnce ince doğranır. Sarımsaklı ve tuzu ayarlanmış yoğurt eklenir birbirine özleşene kadar karıştırılır. Soğanlar küçük şekilde yemeklik doğranır z.yağı ve tereyağında pempeleştirilir kıyma eklenir suyunu çekene kadar kavrulur. küçük doğranmış domatesler  eklenir ve pişince salçasıyla tekrar 1-2 dakika kavrulur tuzu biberi eklenir. kıvamlı olması için yarım çay bardağı su konur, kaynayınca beğendinin üzerine yayılır. İsteğe bağlı biber, domates, maydonoz süslenir.




malzemeler:
2 adet büyük boy kereviz
1 su bardağı yoğurt
5 ym kaşığı mayonez
2 ym kaşığı zeytinyağı
yarım limon suyu
tuz
süslemek için zeytin, maydonoz (hep dövülmüş cevizle süslerim bu sefer koymadım.)

hazırlanışı:
Kerevizler soyulur, rendelenir içine limon suyu, yoğurt. mayonez z.yağı, tuz katılır. iyice karıştırlır. Servis tabağına alınıp isteğe bağlı süslenir.



Beyaz lahana sarması, Kuru patlıcan dolması

malzemeler:
küçük boy beyaz lahana temizlenip haşlanmış (hafif diri kalacak şekilde)
300 gr orta yağlı kıyma
1,5 su bardağı pirinç
1 ym. kaşığı karabiber
2 ym kaşığı kuru nane
acı seviliyorsa pul biber
3 diş sarımsak
3 tane soğan
2 ym kaşığı salça
1 su bardağı su
1 tutam maydonoz
isteğe bağlı 1 tutam taze nane
zeytin yağı

hazırlanışı:
Kuru soğanlar küçük yemeklik doğranır. Sarımsaklar ezilir eklenir. Yıkanmış pirinç, kıyma, baharatlar, salça
doğranmış yeşillikler tuz 3 ym kaşığı z.yağı ve su eklenerek güzelce karıştırılır. Lahanaların sarılacağı tencerede 3 mk kaşığı z.yağı ve 2 kaşık salça kavrulur üzerine ince sarılmış lahanalar dizilir (istenilirse, çok da güzel olur salçadan önce yağda 2-3 adet kemik kavrulup sonradan salça eklenip sarmalar üzerine dizilirse çok lezzetli olur tüm etli sarmalar için geçerli.) üzerini 3 parmak geçecek sıcak su ve tuzu eklenip üzerine tabak kapatılıp önce orta sonra kısık ateşte pişirilir ve demlenmeye bırakılır.
not: lahana yada iç  artarsa buzluğa kaldırılıp ikinci bir sarmayı beklemeye başlar.) 

Tavuklu muska böreği, aşure, kurabiye,




Çikolatalı cheesecake, çikolata sosu

Gerekli malzemeler :

2 pk 160 gr bitter çikolata
1 pk 80 gr sütlü çikolata

800 ml krem peynir
1 su bardağı toz şeker

2 çay kaşığı vanilya
3 yumurta (oda ısısında)

150 ml sıvı krema
1 yemek kaşığı kakao



tabanı için :
1 paket kakaolu büskuvi
100 gr tereyağı

hazırlanışı:
Öncelikle fırını 180 dereceye getirip ısınmaya bırakalım. 20 cm. lik  kelepçeli kalıbın tabanını ve yanlarını pişirme kağıdı ile çevreleyelim. (kalıbın her yerini kağıt  yerine margarinde sürülebilir ben denedim sonuç fena değildi.) Büsküvileri robotta çekip un haline getirelim. Tereyağını eritip büsküvilerle karıştıralım. Kelepçeli kalıbın alt tabanına büsküvili karışımı bastırarak yayalım. Buzdolabına kaldıralım. Çırpma kabına 800 ml krem peyniri ekleyip mikser ile yumuşayınca kadar çırpalım. Daha sonra şeker ve vanilya ekleyip tekrar çırpalım. Tüm yumurtaları ekleyip krema olana kadar çırpmaya devam edelim.  Çikolataları benmari usülü eritip kakao ile sıvı kremayı ayrı bir kapta karıştırıp peynirli karışıma ekleyip biraz daha çırpalım. Erimiş çikolataları da ekleyip tüm karışımı mikserle iyice çırpalım. Bisküvili tabanın üzerine peynirli karışımı döküp en üstünü spatula ile düzeltelim. Önceden ısıttığımız fırında yaklasık 1.saat 15 dk. pişirelim. Cheesecake'in üzeri iyice kabarıp kızarana kadar pişirilmesi  gerekmektedir. Pişme esnasında hiç bir şekilde fırının kapağı açılmaz. Açılırsa kek söner. Pişme süresi değişebilir ama normal kekler gibi kaskatı olmayacak kalıbı ellediğinizde kek hafif sallanacaktır. Kıvamını buzdolabında beklerken alacak. 

Piştikten sonra tezgahta soğutalım. Soğuduktan sonra buzdolabında 1 gece bekletelim. Ertesi gün buzdolabından çıkarıp servis tabağına  alalım ve üzerini süsleyelim. Süsleme sizin zevkinize bağlı. İstediğiniz şekilde yapabilirsiniz. Benim tercihim muz ve çikolata parçalarıydı. Yanında çikolata sosuyla servis yaptım. (unutmadan cheesecake tarifim pastacı burcunun arşivinden )

çikolata sosu
1 kutu krema
200 gr çikolata

Krema çikolata eriyene kadar ısıtılır karıştırılarak soğutulur. Kabuk bağlamaması için. Servis edilecek kaba alınır.

16 Nisan 2010 Cuma

0

Turuncu Keçe ve Pamuklu Çiçekli Kumaştan Oyalı İğne Yastığı

Geçen gün yazdığım matruşkalı ve diğer oyalı iğne yastıklarımın devamı. Teknik aynı, hikaye aynı. Renkler ve kumaş farklı... Ama ne tontiş değil mi?


0

Elbise

Fotoğraf makinam hala tamirde olduğu için size bilgisayarda yüklü olan bu elbiseyi göstemek istedim. Aslında şuan herşeyi bitti ama makinam gelmediği için bitmiş halini yayınlayamıyorum.

Kendisi canım yeğenim için düşünülüp bir gecede kaba taslağı bitirilip ertesi güne provaya yetiştirildi. Ama bizim cadı, ben bunu giymeeem, ay teyze sen benim ne zaman elbise giydiğimi gördün deyince bana kaldı... Bir defa giy üstünde göreyim dedim o da yok. Şimdiki gençlik böyle sanırım. Arkadaşımın düğünü var deyince bende kendimce güzel bir elbise dikeyim dedim. Ama kendisi daha önce şurada onun için yapmış ve sonradan boyunu kısalttığım eteği giyecek sanırım. Altına da kesin spor ayakkabı giyer bizim cadı...



Bu elbiseyi daha önce buradan hatırlayan olabilir, çünkü daha önce çalışmıştım. Hatta kardeşim için elbise boyundan kısaltma yaparak hamile bluzu olarakta çalışmıştım.

Bu aralar yeni birşeyler dikmeye çalışıyorum. Kızıma ve kendime birer şapka diktim. Spor bir gömlek, anneme ve kendime pantalon... Birde drapeli bir elbise hazırlığı içindeyim, kalıplarını ve kumaşı biçtik, sıra yapmaya geldi. Ama biraz fazla karışık kurs hocamız olmasa elbiseye cesaret edemezdim. Güzel bir model olacak gibi, makinam bir an önce gelsede bende fotoğraflayabilsem.

15 Nisan 2010 Perşembe

0

İki melek, birkaç kurşun

Ruhların bekleme odasının yanında kocaman bi depo olduğunu düşünüyorum. Kapısında “hayat silahları” yazıyor. İçinde milyarlarca silah var. Bunlar böyle Rus ruleti oynayanların kullandıkları cinsten silahlar. Kurşun konacak yerleri var. Ama içinde kaç kurşun olduğundan kimsenin haberi yok.

Kafasına silahı dayayıp çekenler için tek bir kurşun önemli, malum, öldürüyor. Benim hayat silahlarının kurşunları da önemli. Ama benmkiler başka bir işe yarıyor: Yaşatıyor. Şimdi diyorum ki ben, bu kurşunlar yaşanacak yıllar olsun. Her doğum gününde, tam doğum anında silah bir kez ateşlensin. Kurşun atarsa bi dahaki doğum gününe kadar yaşayacak, yok ses seda çıkmazsa o zaman demek oluyor ki o yıl içinde ruhların bekleme odasına dönecek.

Nasıl?

Tamam bi b.ka yaramıyor kabul. Ama misal “yılları bir cebimden alıp diğerine koyuyorum.. bir cebim boşalırken diğeri doluyor..” türü bi başlangıç da yapabilirdim. (Hatta bi ara böyle başlayayım ben.. hiç de feci fena olmadı) Efenim? .. Ha yok hayır doğum günüm falan değil, başka bi şey anlatmak için mevzuya girmeye çalışıyorum sadece. Doğrudan gir sapma bi yere anlat ne anlatacaksan diyenler bilog çıkışında beklesin, öpüjem.

Lafı dolandırmanın en mıncırık nedeni, aslında anlatılacak bi şey olmamasıdır. (Mıncırık nedir? Mıncırık, toplu iğneler ile astarlık saten kumaşların yaptığı tarihi anlaşmanın adıdır.)

İpe dolanan bi kedi var, bu kedi kuyruğunu yakalamaya çalışıyor. İşte bu hayvanın hali (eşittir) laf dolandırma. Bir laf dolandırma nasıl çözülür? Şöyle:

Aslında ben hayatın bir tür öykü kitabı gibi bi şey olmasını istiyorum. İçinde diyelim üç kısa, iki de uzun öykü olan bi kitap. Ya da tam on tane kısa öykü var bu kitabın içinde. Veya uzun tek bir öykü, veya dört orta halli öykü, iki uzun, bir de yarım kalmış bi öykü. İki de zebani var özet geç lan miç! diyor. (Miç’in piç olduğunu sananlar için not: Aybediyosunuz anacım.)

Şimdi elimizde bir silah bir de kitap var. Elimizde hayata dair hikayeler ve belirsiz bi şeyler var. O belirsiz şeyler izin verdiği sürece hikaye biriktirebiliriz. Ya da ne bileyim, bir hikayemiz olmuştur ve yetiyodur bu bize. (Sizli bizli konuşan dilimi Mıncırık anlaşmasının 22. maddesine havale ettim ben, siz zahmet buyurmayın.)

Geride hikayeler bırakıp gidiyoruz. Ve galiba yanımıza hayallerimizi alıyoruz. Hikayeleri birileri daha sonra anlatıyor, sonra daha az birileri anlatıyor, sonra belki bir iki kişi anlatıyor. Sonra.. bi zaman geliyor ve hikayeleri hatırlayan hiç kimse kalmıyor. Unutulmuşuz! Fani alemden izlerimiz külliyen silinmiş. Ama napıyoruz: Elbette don’t panic! Zaten hayli zamandır ölüyüz.

Ruhların bekleme odasında yan gelip yatıyoruz, yandaki depoda kıdemli mühimmat melekleri silahları dolduruyor. Üç kat yukarıda daha küçük bir depo var, orada çifter çifter yazıcı minik melekler, omuzlarına konacakları bedenleri bekliyor. Hikayeleri bekliyorlar sanırım.

Kapanış notu: Üç kısa, bir uzun ve bir de yarım kalmış hikayeli kitap için bir beden hazırmış, yazıcılar yerlerine yerleşmiş ama ruh nazlanıyormuş. Bekleme odasının tavanına yapışmış miktirin gidin gelmiyorum ben diyormuş. (Miktirmenin ne olduğuna dair kadim zamanlardan gümümüze ulaşan bi takım rivayetler mevcut. Ancak hiçbiri güvenilir ve tatmin edici değil.)
0

Kuşlu Nişan Yüzük Yastığı

       Bu yüzük yastığını bu hafta sonu olacak bir nişan töreni için yaptım. Düğün yüzük yastıklarında kişisel tercihim sırf beyaz ya da kırık beyaz olurdu. Fakat nişanda kullanılacak olduğu için ve nişan kıyafeti zümrüt yeşili olduğu için renk kullanmak istedik.Gelin adayımız nişan pastasında da aynı renklerden sipariş vermiş.


       Sahibesi henüz görmedi; nişana birkaç saat kala görecek ve ben tepkisini çok merak ediyorum. İnşallah buradan görmez :) (Gözlerini kapat Tubacım :) )
Taşıyana kolaylık olması açısından, yastığın alt kısmına elin geçirebileceği bir parça diktim.

Düğün temalı peçete yüzüklerimde kullandığım keçe kuşları burada da kullandım...



0

Pembe-Mavi Oyalı Keçe İğne Yastığı

10 Marifette görüp, ben de yapıcam, dediğim ve kendi yorumumla yaptığım iğne yastığım. Bu modelden bir kaç tane daha yaptım. Post sıkıntısı çektiğim günlerde ısıtıp yollayacağım :)

Teşekkürler Farfin :)



Örnek modelde tabanı derden yapmışlardı. Ben keçe kullandım. Annemin atacaklarından toplayıp eve getirdiğim tığ oyalarını da bu şekilde değerlendirdim. Bu oyaların hemen her rengi var. Kim ördüyse yaşıyor mudur kimbilir. Çünkü annem bunları ben parmak kadarken almış...

Bu arada fotoğrafta kırmızı gibi çıkmış ama aslında tabanı çingene pembesi...

Etsy'de satışta. Satın almak isterseniz 5 lira...
back to top