Bi yerlerde ince bir çizgi varsa eğer, işte o çizgi, salaklık ile duygusallık arasındaki zafiyet geçiren çizgidir kesin. Şöyle anlatayım: Şimdi bu çizgi TEM gibi bi şey değil. Patika gibi bi şey.. Hatta kar altında kalmış bir patika gibi. İz gibi, ip gibi su gibi bi şey.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjRzxpcM8oV91hZPvEf7zgmvTlxpktDJU-Mckyuz9ynJqwh9gW92YyG95VVtFRlefDUVyw7GKoRDchUTZ21V1XrLBZ1-lTT15YnFdDlEOA1ZaohSmM06vu_O1MgWA5AFel0QHMh-05Dt2ga/s200/690853001171805676534853_0_0.jpg)
Ama.. keşke olmasaydı diyorum! İlla ayrılması gerekenleri şöyle fosforlu kalemlerle birbirinden ayırıp, üzerine de dana gibi "duygusallık sınırı" ya da ne bileyim bir "salaklık hududu" falan yazabilseydik. Pek leziz olurdu.
O zaman çekilen onca kalp ağrısının, pişmanlıkların, kafaları çarpacak uygun sert zemin arayışının pek de gereği kalmazdı. Bilirdik yani duygusal mıyız, yoksa alenen salak mı?
Ama olmuyor işte..
Hep o ince çizgi yüzünden! Kayboluyor bazen.
KOcaman not: Evet yeni temayı deniyorum:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder