Bir kaç gündür buralarda hava mükemmel. Uzun ve soğuk bir kıştan sonra insan güneşin kıymetini nasıl da iyi biliyor değil mi? Yaz boyu bizi kavuran güneşe oflayıp puflarken aslında ruh halimizi nasıl değiştirdiğinin farkında olamayabiliyoruz. Üç gündür her cümlem 'olsun ama hava çok güzel' ile bitiyor ve mutluluğu sadece beynim değil bedenim de hissediyor. Siz bu aralar nasıl bir ruh hali içindesiniz bilmiyorum ama sizi azcık da olsa gülümsetmeye kararlıyım bu sıralar. İşe ilk mutluluk röportajım ile başlayabiliriz sanırım.
Mutluluk projesini hatırlamıyorsanız sizi böyle alalım önce:)
Bu röportajları yapmaya karar verdiğimde aklıma ilk gelen ismin Styleboom olması tesadüf değil. Hepimiz onun gülümsemesinin ne kadar sıcak olduğu konusunda hemfikiriz sanırım.Röportaj ilk röportajım olduğu için kendimii durduramamışım soru üstüne soru sormuşum ama hatalarımı acemiliğime verin olur mu?:)
Lafı fazla uzatmayayım, kahvenizi elinize alın ve Styleboom ile mutluluk üstüne küçük sohbetimizi okurken gülümsemeyi unutmayın.
Merhaba Boom:) Bize kendinden bahsedermisin demeyeceğim, sanırım seni hepimiz tanıyoruz artık:) Onun yerine bize nasıl bu kadar mutlu görünebildiğini anlatmakla başlayabilirsin. Çünkü seni blogundan ve sosyal medyadan takip ettiğimiz kadarıyla yüzünde hep içten bir gülümseme var. Nasıl başarıyorsun bunu?
Merhabaa:) Mutluluk Projesinde minicik bi eleman olduğum için çok mutluyum mesela, yani böyle oluyor benim mutluluğum, küçük, anlık, hatta belki başkalarına pek de mühim gelmeyen şeyler beni mutlu eder. Gülmeyi severim, gülmeye çalışırım, bazen hayatta gülecek hiç bir şey olmaz gerçekten, o zamanlarim da oluyor elbet ama kendime bir çıkış bulurum. Bence ben bunu hep yapabiliyordum, içimdeki çocuğa çok bağlıyım çünkü, ama bu benim başıma hayatta gelmez ki dediğim şeyler başıma bir gün gelince sanırım o çocuk daha kıymetli oldu benim için:)
Mutluluk kavramı çok tartışılır, üzerine çok yazılır çizilir. Aslında biyolojik açıdan bakarsak tamamen hormonlara bağlayabileceğimiz bu his sana aslında ne ifade ediyor? Seni mutlu eden şeyler nelerdir? Senin için mutlu hissedebilmek zor mudur kolay mı?
Ben çok heyecanlı bir tipim, pek çok şey bana heyecan verir, büyüler ve mutluluk hissi de onu takip eder:) Mutlu hissetmek benim için genelde sadece bana bağlı değildir, o yüzden kolay da diyemem zor da, ama bazen herkese karşı, olana bitene karşı kendimi kapatıp kendi mutluluğum için bir şeyler yapabiirim.
Blogunun mutlu olmanda etkisi ne kadardır peki? Seni hala mutlu ediyor heyecanlandırıyor mu yoksa zorlayıcı tarafları bazen ağır basıyor mu?(zorlayıcı tarafları var mı ya da?:))
Çooook:) Evet beni hala mutlu ediyor, hala keyiflendiriyor, ilk zamanlara göre artık çoğu zaman yoruyor ama işte benim mutluluğumun en büyük anahtarlarından biri hiç bir zaman hiç bir şeyin bedelsiz, kötüsüz, negatifsiz olmayacağını bilmem belki de. Belli bir çizgi tutturduktan sonra hep yeni şeyler bulmaya çalışmak, dengeyi korumak, güncel kalmaya çalışmak zor tabii ama zaten özlüyorum da ben çok ayrı kalamıyorum:)
Çoğu insan başkalarıyla kendini kıyaslar, başkalarını örnek alır ya da başkalarının düşüncelerine çok önem verir. Aslında mutluluk başkalarından bağımsız bir kavram değildir. Diğer insanlarla güleriz, seviniriz, severiz, hissederiz... Senin hayatında ve mutlu olmanda başkalarının payı nedir? Tek başıma da mutlu olabilirim mi diyorsun yoksa çevremdekiler olmadan asla mı?
Tek başıma mutlu olabiliyorum ama daha gelip geçici, daha az şiddetli oluyor sanki. Kendi kendime keşfetmek, yazmak, gezmek beni mutlu eder ama biriyle paylaşarak yapıyorsam sanki o daha parlak, daha coşkulu olur. Ben istediğim zaman yalnızlığıma saygı duyan bir kalabalıkla çok mutluyum:) Tabii şu var, başkalarının ne dediği ya da düşündüğü benim mutluluk halimi baltalamaz, ben en önce kendim kendimle ilgili çok dalgacıyımdır, o yüzden de en önce kendim kendimi güldürürüm.
Biz kadınlar bir ayakkabıyla, güzel bir parfümle ya da mücevherle mutlu olabilmemizle biliniriz:) Çoğu eşyaya da anlam yükleriz. Senin olmazsa olmazların, görünce mutlu olduğun ya da aldığında çok mutlu oldukların nelerdir? Kırtasiye aşkını biliyorum mesela, seni mutlu eden başka merakların var mı?
Ah ayakkabılar ve arabalar:) Hakikaten o hormon neyse bizi mutlu eden yüksek topuklu güzel bir çift pabuç gördüğümde ya da şöyle yere yapışmış siyah bir spor araba karşıma çıktığında bütün kanım o hormonla doluyor olabilir:) Kitaplarım, pabuçlarım, arabalar ve dondurma olmasaydı mutlu olamazdım net!
Aşk mutluluk kaynağı olarak ilk sıralara yerleşebilir peki ya evlilik? Evli olmak bir kadının hayatında neleri değiştirir? Tavsiyeleri alalım:)
Herşeyi değiştirir her şeyi:) Evlilik yanına kattığı çok önemli başka şeyler de varsa büyük mutluluk kaynağı, öncelikle bence sürekli paylaştığın, sürekli bölüştüğün için. Bir yandan tüketir ama öte yandan o kadar çoğalır ki. Yine de zor, kolay değil, birken iki olmak her iki kşi için de kolay değil, tabii mutluluk varsa yanında zor da değil.
Mutluluk mutsuzluk olmadan tanımlanamaz sanırım. Mutsuzluk sence neden yoksun olmaktır? Mutsuz olduğunda kısa süre içinde kendine gelip mutlu olmanın yolunu arayanlardan mısın? Mutsuzsam beni unutun 1ay sizi de mutsuz edebilirim diyenlerden mi?(böyle diyebilen birisi var mı bilmiyorum gerçi:))
Mutsuzluk bence senin frekansında kişilerden yoksun olmaktır. Yalnızlığın tercih değil zorunluluk olması, sevdiklerinin başına kötü şeyler geldiğinde elindne bir şey gelememesi halidir. Mutsuz olduğumda önce genelde yazarım, kısa hikayelerim vardır ve genelde çok karanlıktır ama aslında onlar bir kez daha dönüp okumadığım terapiler gibidir, üstüne hemen kendi kendime mutluluk yolları ararım, öğrencilerime, Hüseyin Rahmi’ye, çiçeklere, çok eski filmlere, ya da uzun uzun yürümeye sararım:) Yok yok kimseye taşımam, kimseye yüklemem mutsuzluk halini:)
Bize vermek istediğin başka mutluluk sırların var mı? Ya da mutsuz anlarında başvurduğun gizli yöntemler, tarifler...?
Bence mutsuz olduğunda bir gün mutlu olacağını bilmek en büyük sır, hiç bir şeyin sonsuza kadar sürmeyeceğini bilmek, hep birileri için olan güzel şeylerin ya eskiden bir gün ya gelecekte bir gün seni bulduğunu/bulacağını, demek ki yine olabileceğini bilmek. Gizli yöntemlerim yukarıda söylediğim gibi aslında; hemen bir Hüseyin Rahmi romanından bir iki sayfa okurum, çizgi film izlerim, mümkünse çok küçük bir çocukla izlerim, uzun uzun yürürüm ama herkesi seyrederek sanki roman yazacakmışım da betimlemem gerekirmiş gibi inceleyerek, o zaman mutlaka komik bir şeylere, mutlaka ümit veren bir şeylere, mutlaka “yeniden”e inanacağım bir şeylere rastlarım:) Bir de bence mutsuz hissettiğinde insan (ben bu konuda şanslıyım hep gençlerle çevrili olduğum için:)) şöyle kendinden en az 4-5 yaş küçük dertli birini bulup dinlemeli, onun derdini dinleyince vay be olursun, ben de böyle şeylere üzülürdüm bak geldi geçti diye, gülüyor insan, sonra bi bakmışsın gülmüşsün işte:)
Yorumlarınızı bekliyorum. Devam edelim mi röportajlara?
Styleboom'un fotoğrafları: Boomstyle'dan
Diğer fotoğraflar: pinterest çıktı mertlik bozuldu diyerek pinterestten bi yerlerden unuttum ahh..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder