2 Ekim 2010 Cumartesi

0

Çok güzel susuyorum

Söyleyecek bi şey olmadığı zaman, susmasını bilmek lazım.

Şimdi ben bu sözü üşenmeyip twitter'a yazsam hiç de sakil durmaz. Hatta gayet yerinde bulunup beğeni bile toplayabilir. Sonra herkes başka bi şey yazar, sonra herkes o yazılan başka bi şeyleri okur, aa dur bak ben de şunu söyleyeyim falan der.. yani bıraksan bizim ahaliyi, ömürlerini şakıya şakıya geçirir, kimsenin de bi itirazı olmaz.

Mevzunun tam burasında: "Ben dahil anacım" diyerek iç ferahlığıyla devam ediyorum..

Ama sanırım ben geçen gün bir yılını daha idrak ettiğim yaşımın bi sus be kadın çekiştirmesiyle (paçamdan), daha çok susuyorum. Söylediğim sözün gereğini hakikaten yerine getiriyorum ve işin garibi (acıklı yanı da denebilir) bu aralar bundan başka övünecek bi iş yapmıyorum. Pek güzel susuyorum. Söyleyecek bi şeyim yoksa haybeye şakımıyorum, kendime kocaman bi aferim deyip, yanağımdan makas alıyorum.

Hazır özüme methiyeler düzmeye başlamışken, hürriyet bumerang'ın şurada bi yerde blogumu farklı tatlardaki bloglar listesine eklediğini belirtmekten gayet ciddi keyif alıyorum.

İyi haber 1: Kahveperisi fena değil galiba..

İyi haber 2: Kaç blog açtım kapadım bilmiyorum ama galiba bu blog için öyle esti aklıma kapadım falan olmaz artık.

Kötü haber: Blogun bi teması bi duruşu bi tarzı yok:/ Hiç olmadı ve bu gidişle de olamayacak. Bin kere şekli şemali şablonu osu busu değişti, içerik desen, ne anlattığımı şaşıralı öyle çok zaman oldu ki, artık gelişine bile yazmıyorum. Tam olarak: Saldım çayıra durumu.

Ve galiba, ben bunu böyle yapmayı seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top