Ne zamandır aklımdaydı ama malum nedenlerden iki satırı bir araya getiremediğim için bi türlü toparlayıp yazamadım.
Malum neden notu: Sadece ve sadece üşengeçlik. İsteyince her bi şeye zaman bulan, olmadı yaratan bu bünyenin sıra aklındaki bi şeyi yazmaya gelince bahaneler havuzuna elde kepçeyle dalmasının başka bi adı yok. Üşendim la.
Şimdi bu “la”yı alıp, önce Beran Uzer’e bir selam edeyim istiyorum. Behzat Ç. hakkında yazdıklarını okuyunca “nan işte ben de bunu yazacağıdım” dedim, ama demekle kalmayıp vesile olarak da kabul ettim.
Ara bi not: Beran hanım güzel yazmış.
Yine dağınık nizam kaptırıp gitme usulü yazıyorum, affola.
Sondan başlayayım, hani o 30.bölümün insanı tepe sersemi eden finalinden. Savcı hanım dedi ya hani “Biz de mutsuz olalım” diye, hah işte oradan. Söz ağızdan çıkınca amirim bi kaldı öyle. Çok fena kaldı. Önce dağıldı, sonra öyle dağınık kaldı. İfadesi tam olarak buydu çünkü.
Aylar önce Bahar salağına evlenme teklif ettiğinde, Bahar buna cevap diye “mutsuz oluruz” demişti. Behzat da (o ne güzel bi vurguydu öyle bea) “Mutsuz olalım.. Biz de mutsuz olalım!” demişti hani?. İşte hanisi şu ki, bence Behzat amirim savcı şekerimden aynı sözleri duyunca, sanki aylar sonra ilk defa, ağzından çıkanı kulağı duymuş oldu. Ne dediğini, ne istediğini, neden öyle söylediğini anladı. Bir başkası söyleyince kafasına dank etti.
Dizinin reklam arasında zap yapmadan izleyen (hem de 10 dakikalık reklam aralarından beri) neredeyse fanatik bi izleyici kitlesi var. Dizi hakkında yazılanları ulaşabildiğim her yerden takip ediyorum. Bunların başında sözlükler alemi geliyor malum. Edindiğim izlemim şudur ki, bu dizi muhafazakarların, sağcıların dizisi değil. Onların Kurtlar Vadisi var misal. Behzat Ç. solcuların dizisi. Evet çok genelleyerek ve olabildiğince basite indirgeyerek söylüyorum bunu. Gayet net ve hatta malumu ilam: Bu diziyi solcular sahiplendi çoktan.
Polis şiddetine en ağır tepkileri koyan, sistemle, devletle, gücü sermayeyi elinde tutanla meselesi olan ve kendini, benim basit nitelendirmemle solda kabul eden insanlar sahiplendi bu diziyi. Bunun nedenlerine girmeye gerek yok, Beran Uzer’in yazısında Behzat Ç. karakteri çözümlenirken bu nedenler de anlatılmış zaten. Ben öyle okudum en azından..
Ve lakin, ey cemaat!
Ortada bir Bahar hanım var. Açın okuyun dizi hakkında yapılan yorumları ve bi görün bu kitlenin Bahar hanımcığımı aman da nasıl sevdiklerini. Ben dahil, kadını en yakın zamanda bırakın diziden sürmeyi, Fizan’a kadar arkasından teneke çalarak kovalamak isteyenler büyük ama çok büyük bir çoğunlukta.
Neden?
Yani Behzat amirimizi çok sevdik ve bu kadın onu redetti diye mi? Behzat Ç. ile mutsuz olmaya “olur la biz de mutsuz olalım” demedi diye mi?
Biz bu kadından niye hazetmiyoruz? Neden zerre sevmiyoruz? E hani solcu bu kadın? Bi gösteri olsun, ne bileyim bir protesto olsun, en önde bayrak sallayanı bu kadın? İdealist, dürüst, şahane bi şey? Güzel de üstelik. Yani benim tipim değil ama genele havale yöntemiyle değerlendirecek olursam, evet güzel bi kadın. Nedir yani, ne kusurunu gördük, neden sevmedik biz Bahar'ı?
Bakın ağırlıklı olarak solculardan oluşan bir izleyici kitlesinden söz ediyorum. Neden bu insanlar zanlılara kafa göz dalan amirime hasta diye sormuyorum, o başka bi şey.. ama neden bu insanlar “solcu kız tiplemesi” Bahar’a ayar?
Bahar tam bi solcu kız karikatürü olduğu için olabilir mi acep? Şaka gibi bir “tip” olduğu için olabilir mi? Bir karakter değil, bir “tip” olduğu için olabilir mi?
Behzat, Savcı, Hayalet, Akbaba, Harun ve hatta cinayet büronun diğer elemanları gayet başarılı birer karakter olabilmişken, Bahar klişelerden klişe beğenen dümdüz bir solcu tiplemesi olduğu için mi?
Bence neden böyle bi şeyler. Sevmiyorum la ben bu tipi.
Kapanış notu: Behzat abimiz galiba yerli dizi tarihinde ilk defa, her yaş grubundan kadının beğenisini, takdirini, gizli ya da açık ay nası ama nası çekici bi erkektir bu itirafını kazanmış bir vatan evladı.
Çok takdir ediyorum yeminle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder