Tanrının bitirme tezi herhangi bir şey olabilir. Hatta belki hiç bilmediğimiz bir şey'dir.
Misal: Yeni bir evrendir.
Yıldızları, kara delikleri, nebulaları gezegenleri yoktur bu yeni evrenin belki. Paralel falan da değildir, tek ve bir’dir.
Hayallerimiz bile bildiklerimizin izinden gidiyor, ya da hissettiklerimizin. Şimdi ben bu yeni evrenle ilgili ne desem, ne düşünsem neyi kurgulasam, algım bu evrene ayarlı olduğu için çok çok zeka sahibi bulutlardan falan söz ederim. Tanrının bitirme tezini, her durumda, kendi hayal gücümün sınırlarında bulmaya çalışırım.. ama şu var ki, insanı kesinlikle herhangi bir şeyin “bitirme” faslına dahil etmem. Bence, eskiz bile değiliz. Malum hadise: Üretim hatasıyız.
Neyse, diyelim tanrı mimarlık öğrencisi. (Evrenin ulu mimarı diye tanımlanmış
zaten, keşke bunu ilk söyleyen ben olsaydım)
Peki daha önce tanrının henüz bir çocuk olduğunu söyleyen olmuş mudur? Kesin olmuştur.. ve diyelim ki bu çocuk tanrı biraz büyümüş, kumdan kaleler kardan adamlar misali, ilk sanat faaliyeti babından bizim evreni tasarlıyor. Bu işi çok seviyor, diyor ki ben bunu meslek edineyim kendime. Çok proje yapıyor böyle, bi ton varlık tasarlıyor.. bunların ilklerinden biri, işte bildiğin insan. Kardan adamlar gibiyiz, kumdan kaleler gibi gezegenimiz.
Tanrının bitirme projesine denk bir şey bu tez. Yepyeni bir evren. (Evrenden daha büyük, daha kapsayan, daha daha bi şey hayal edemediğim için evren diyorum yine. Yani bu evren illa çok büyük olmak zorunda değil. Belki de bit kadar bir şey.)
Hayır asıl mevzu şu ki, bu bitirme projesinin jürisi kimlerden oluşacak? Neden bunu soruyorum, çünkü bazen jürinin kimliğiyle, eğilimleriyle çok ilintilidir bitirme projeleri, tezleri. Şimdi böyle bi düşündüm ne gereği varsa, keşke tanrının bitirme projesinin jürisinde bir de insan olsaydı diye.
“Olmamış” deseydi, “akıllı ol” deseydi, "ne bu şimdi?" deseydi, "bu mu yanee??" deseydi, "höff!" deseydi..
Ne güzel.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder