14 Nisan 2013 Pazar
0
"Dünya'yı savaş değil, sanat kurtaracak!" demişler, haklılar galiba.
15 Nisan Dünya Sanat Günü, kutlu olsun. Yaşamın her anından, her alanından sanat eksik olmasın ve arsız bir sarmaşık misali yayıldıkça yayıldığımız şu gezegende, külliyen helak olmamıza engel olacak bir gücü varsa, lütfen elinden geleni ardına komasın.
Dünyanın ilk sanat eserleri olarak mağara resimleri kabul edilir değil mi? İlk sanatçılar da av sahnelerini tasvir eden mağara adamları, kadınları. (Nedense ben o mağaralarda tahmin edilenden çok daha fazla sanatçı kadın olduğunu hayal ediyorum.. ama bu şimdilik üstünde durulacak bir ayrıntı değil.)
Peki ilk resimleri yapan atalarımız mağara duvarlarını sanat olsun diye mi donattılar acaba? Mantık yok daha da neler ne arasın o zamanlar sanat manat? diyorsa da, Güney Fransa’daki Chauvet Cave mağarasında bulunan 30 bin yıl öncesine ait duvar resimleri başka bir hikaye anlatıyor sanki.
Çünkü bu resimleri yapanlar ışık gölge dengesini düşünmüşler ve daha önemlisi, mağara duvarlarının dokusunu, yaptıkları figürler hareketli görünsün diye resme katmışlar. Resimleri her ne nedenle yapmış olursa olsunlar işin içine bi takım sanatsal kaygılar girmiş belli ki. Giriş o giriş sanırım, bir daha da insan evladının kanından hiç çıkmamış.
Sanat; içine sorgusuz sualsiz, izinsiz onaysız ve fena halde çaresiz olarak salındığımız şu alemi anlamanın bir yolu. Sanat, insanın insanı anlamasının bir yolu. Hayatı, dünyayı, uzakları, yıldızları, boşluğu hiçliği, ağlamayı gülmeyi anlamanın bir yolu. Bir ifade biçimi, bir ifade aracı, insan adına konuşan en yetkin ağız, insan adına gören en keskin göz ve insan adına duyan en hassas kulak.
Sanat her şey, tıpkı yaşam gibi. Ölüm gibi.
Dünya'yı savaş değil, sanat kurtaracak demişler, evet kesinlikle haklılar. Kurtarsaydı şimdiye kadar kurtarırdı demenin de bi alemi yok. Ya bu kurtarılmış haliyse? Sanat olmasaydı belki çoktan yok olup gitmiştik, belki çoktan yok edip bitirmiştik insan olmaya dair her şeyi. Belki bizleri müzik kurtardı, belki kısa kısa öyküler, cilt cilt romanlar. Kim bilir belki bir Mona Lisa tek başına kurtardı, şimdi ressamının doğum günüyle kutlanıyor Dünya Sanat Günü.
Sanat güzel şey, özgürlük gibi.
Sanat ile sansürün yan yana gelmesi korkutsun bizi. Savaş kadar korkutsun hem de, doğal afetler kadar korkutsun. Aklımız başımızdan gitsin sansür! sözünü duyunca. Sanat ile yasak yan yana gelince korkalım asıl, korkacaksak bir şeylerden. Ve çok rica ediyorum, illa da toplum için sanat diye, yok sanatçı topluma örnek olmalıdır diye darlamayalım sanatı da sanatçıyı da. Bi rahat bırakalım, bi huzur verelim, sanat bizleri rahatsız etse de.
Sanat değerli bir şey, alınan her soluk gibi.
Sanat güzel şey, özgürlük gibi
"Dünya'yı savaş değil, sanat kurtaracak!" demişler, haklılar galiba.
15 Nisan Dünya Sanat Günü, kutlu olsun. Yaşamın her anından, her alanından sanat eksik olmasın ve arsız bir sarmaşık misali yayıldıkça yayıldığımız şu gezegende, külliyen helak olmamıza engel olacak bir gücü varsa, lütfen elinden geleni ardına komasın.
Dünyanın ilk sanat eserleri olarak mağara resimleri kabul edilir değil mi? İlk sanatçılar da av sahnelerini tasvir eden mağara adamları, kadınları. (Nedense ben o mağaralarda tahmin edilenden çok daha fazla sanatçı kadın olduğunu hayal ediyorum.. ama bu şimdilik üstünde durulacak bir ayrıntı değil.)
Peki ilk resimleri yapan atalarımız mağara duvarlarını sanat olsun diye mi donattılar acaba? Mantık yok daha da neler ne arasın o zamanlar sanat manat? diyorsa da, Güney Fransa’daki Chauvet Cave mağarasında bulunan 30 bin yıl öncesine ait duvar resimleri başka bir hikaye anlatıyor sanki.
Çünkü bu resimleri yapanlar ışık gölge dengesini düşünmüşler ve daha önemlisi, mağara duvarlarının dokusunu, yaptıkları figürler hareketli görünsün diye resme katmışlar. Resimleri her ne nedenle yapmış olursa olsunlar işin içine bi takım sanatsal kaygılar girmiş belli ki. Giriş o giriş sanırım, bir daha da insan evladının kanından hiç çıkmamış.
Sanat; içine sorgusuz sualsiz, izinsiz onaysız ve fena halde çaresiz olarak salındığımız şu alemi anlamanın bir yolu. Sanat, insanın insanı anlamasının bir yolu. Hayatı, dünyayı, uzakları, yıldızları, boşluğu hiçliği, ağlamayı gülmeyi anlamanın bir yolu. Bir ifade biçimi, bir ifade aracı, insan adına konuşan en yetkin ağız, insan adına gören en keskin göz ve insan adına duyan en hassas kulak.
Sanat her şey, tıpkı yaşam gibi. Ölüm gibi.
Dünya'yı savaş değil, sanat kurtaracak demişler, evet kesinlikle haklılar. Kurtarsaydı şimdiye kadar kurtarırdı demenin de bi alemi yok. Ya bu kurtarılmış haliyse? Sanat olmasaydı belki çoktan yok olup gitmiştik, belki çoktan yok edip bitirmiştik insan olmaya dair her şeyi. Belki bizleri müzik kurtardı, belki kısa kısa öyküler, cilt cilt romanlar. Kim bilir belki bir Mona Lisa tek başına kurtardı, şimdi ressamının doğum günüyle kutlanıyor Dünya Sanat Günü.
Sanat güzel şey, özgürlük gibi.
Sanat ile sansürün yan yana gelmesi korkutsun bizi. Savaş kadar korkutsun hem de, doğal afetler kadar korkutsun. Aklımız başımızdan gitsin sansür! sözünü duyunca. Sanat ile yasak yan yana gelince korkalım asıl, korkacaksak bir şeylerden. Ve çok rica ediyorum, illa da toplum için sanat diye, yok sanatçı topluma örnek olmalıdır diye darlamayalım sanatı da sanatçıyı da. Bi rahat bırakalım, bi huzur verelim, sanat bizleri rahatsız etse de.
Sanat değerli bir şey, alınan her soluk gibi.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder