7 Aralık 2009 Pazartesi

0

Eski sevgili kıtlığı

Ben bu eski sevgili insanını pencere önü sardunyasına benzetiyorum. Ya da balkondaki sardunya olsun. Hatta bi saksı içinde yetiştirilen herhangi bir çiçekli bitki olsun. Böyle bakım istesin, özen istesin. Huyunu bilelim ortamını tanıyalım, ona göre ilgi gösterelim. O da bize renk renk çiçekler versin. Seyredelim mutlu olalım, sonra yaprakları döküldü soldu gitti diye hüzün yapalım..

Eski sevgilinin o mümtaz anısını da aynı bu hesap koruyalım gözetelim olur mu? İlla ki vitaminlerini verelim, yaprak coşturucusunu nebleyim bi çiçek azdırıcısını falan sakın eksik etmeyelim. Her ölümlü şey gibi anılar da fanidir, orası hepimizin malumu ama biz her bahar yeniden yeşertelim.

Sonra da bulabildiğimiz her mecrada eski sevgili diye sayko stajı yapalım, pek güzel oluyor. Bak nası unuutum! Bir de noolur şiyir yazalım bol bol. Şirimsi düz yazıları da eksik komayalım böyle devrik devrik. Noktaları kıçında üçer üçer dizili gelsin her satırın... ağlasın ağlatsın...

Yaptım mı? Evet yaptım. O bakımdan rahat rahat sallıyorum, yapan herkese de istisnasız çemkiriyorum. Lan amma acıya yaşa yasa meyilli ve hatta müptela insanlarız! Ya da sevgililik diye bir kutsal değer inşa etmişiz, bir kurum yaratmışız, gidip gelip tavaf ediyoruz. Sevgili sayısı mı azdır nedir anlamış değilim. Yani bi insanın yaşamında ortalama kaç sevgilisi olursa eski sevgili diye beyin kıvrımı düzeltme şevki en aza iner? Hangi birinin ardından aynı azimle ağlayacak ama değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top