15 Şubat 2011 Salı

0

İnançsızlık ve ifade özgürlüğü




İnançsızlık söz konusu olduğunda ifade özgürlüğünün hali ne oluyor acaba? Yani ben misal çıksam ve günde beş vakit "Tanrı diye bi şey yok kendinizi kandırmayın, din de bildiğiniz masal" desem, günün sonunda benim ifade özgürlüğüm kendini nasıl hisseder?

Aslında sorunun cevabını hepimiz bu memleketin çocukları olarak biliyoruz değil mi?
Penguen dergisinde yayınlanan bir karikatürün sebep olduğu tartışma (çok kibarım, olan bitene tartışma demekle kendimi aştım) bir kez daha gösterdi ki, bizler ifade özgürlüğünü sadece kendimiz için istiyoruz.

Bu karikatürde bir ifade var: "Allah yok din yalan"

Beğendiniz mi? Muhtemelen beğenmediniz. Peki bu beğenmediğiniz ifadenin beyanından incindiniz mi? İnancınıza saygısızlık olarak gördünüz mü? Hatta hızınızı alamadınız ve bu karikatürü çizenin de yayınlayanın da cezalandırılması gerektiğini mi düşündünüz? Hatta belki de içinizden birilerinin eli ayağı titredi sinirden. Hani bulsanız bu adamları bir kaşık suda boğacaksınız.

Değil mi?

Eğer öyleyse, devam ediyorum:

"Bir karikatürde yazan bu sözün neresinin inanca saygısızlık olduğunu merak dahi etmiyorum.

Bu ülkede yaşayan insanların vergileriyle iş gören bir kurum var: Diyanet işleri. Burada işler bir mezhebin meşrebine göre yürüyüp gidiyor. Burada işler öyle bir hale geliyor ki, kurumun başındaki zat çıkıp "Cemevleri ibadethane değildir. Cemevlerinin mabet gibi gösterilmeye çalışılması, tarihi tecrübeye ve bilimsel kriterlere uygun düşmez" diyebiliyor. Ama aynı yetkili kişi, hangi bilimin şu mabettir bu değildir işiyle iştigal eylediğini söylemiyor. Neresinden baksan bakakalıyorsun.

Bu ülkede okullarda ZORUNLU din dersleri veriliyor. Bu ülkenin devlet televizyonunda ramazanından kandiline bayramından seyranına her mübarek günde tek yanlı bir yayın yapılıyor. Bu ülkede işler öyle bir hale geliyor ki "inancımıza saygı duyunuz" sözü, kıçı başı ayrı ayrı oynayan bir tür joker olarak hemen her yerde ve her durumda kullanılıyor.

Bu ülkede insanlar öyle sindiriliyor ki, iki aykırı laf etmek isteyenler bile söze "ben de müslümanım ama.." diye başlamak zorunda hissediyor kendini. Hoş bana sorarsan bundan daha salakça bi şey yok.

Arkadaşım bu ülkede, inanacak kadar kayda değer bulmadığı, değer vermediği bir şeye neden saygı duyulması gerektiğini sorgulayanlara kafası bir türlü basmayan tonlarca insan var. Senin inanma özgürlüğüne, o inancın hiçbir tarafına saygı duymadığı halde, saygı duyan insanlar var merak etme. Ama şunu merak et bi zahmet: Sen inanmayanların inanmama ve bunu tıpkı senin gibi gayet rahat bir şekilde ifade etme özgürlüklerine saygı duyuyor musun? Yoksa her inançsızlık beyanını keyfinden yedi tül dansı yapan jokerinle mi kışkışlıyorsun?"

Belki de öncelikle şunu kabul etmemiz gerekiyor: Bir toplumda, belli bir inanca sahip olanların sayısı çok ama çok fazla olabilir. Büyük bir çoğunluk ispatı sadece "ama ben öyle inanıyorum" olan bir kurallar bütününü tek mutlak, tek doğru olarak görüyor olabilir. Hatta bununla da yetinmeyip bu gayet emin oldukları inançlarını devletlerinin okullarında zorunlu ders olarak verebilirler. Benim iradem dışında çocuğuma inançlarının kurallarını esaslarını son derece doğal, son derece normal bir şey yapıyorlarmış gibi, dayatabilirler. Hatta sınavlara sokup not bile verebilirler.

Eğer bir toplumda bunlar yapılıyorsa, o toplumun kendini "ben ne halt yiyorum?" diye sağlı sollu bi sorgulaması gerekir. O toplumun öncelikle içselleştirdiği her iki yüzünü de avucuna alıp bi zahmet düşünmesi gerekir. Ve o toplumun, doğduğu andan itibaren bir inancın taaruzu ve tahakkümü altında yaşayan üyelerinden bazıları çıkıp "allah yok din yalan" dediğinde (her nerede der ise desin) dellenmemesi gerekir.

Çünkü, o insanları sabah akşam günde beş vakitten başlayarak, okulda sıralardan alarak ve yaşamının her alanında, devletinin televizyonunda, mahallesinde iş yerinde her türlü güç odağında tepe tepe kullanarak maruz bıraktığı inanç dayatmasının eğer bir ifade özgürlüğü olduğunu (hiçbir utanma belirti göstermeden) söyleyebiliyorsa, evet bi zahmet, dellenmeden başkalarının inançsızlığını da hiç değilse bir karikatürün saklı köşesinde görmeye tahammül etmesi gerekir.

Değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top