14 Haziran 2012 Perşembe

0

Herkese aynı diyet önerisi yanlış

Normal sınırın altında çok düşük enerjili diyetler yüzünden kısa sürede verilen kilolar böbrekte ve kalpte ciddi sorunlara yol açıyor.

Uzmanlar, diyetlerin kişiye özel olması ve kişinin mutlaka bu alanda eğitim görmüş hekim, diyetisyen ve fiziksel aktivite uzmanı işbirliği ile tedavi edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, “Bilinçsizce verilen çok düşük kalorili diyetler, hastayı ölüme dek götürecek sonuçlar doğurmaktadır. Ani ve kısa sürede verilen kilolar, böbrek yükünü artırmakta, en başta da kalp-damar sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkiler yaratmaktadır” uyarısında bulundu.

Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yasemin Beyhan, beslenme şeklinin günümüzde sağlıklı olabilmenin yanı sıra, sağlık bozulduğunda da tedavinin önemli bir parçası haline geldiğini söyledi. Yapılan birçok çalışmada, beslenmenin koruyucu ve tıbbi beslenmede tedavi edici etkilerinin öneminin ortaya çıktığını ifade eden Beyhan, halk arasında aşırı şişmanlık olarak bilinen “obezite”nin çağın en önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu belirtti. Beyhan, beslenme şeklinin de obezite nedenleri arasında yer aldığını ve birçok hastalığa zemin hazırladığını vurguladı.

Beyhan, obezitenin tedavisinin yalnızca tıbbi diyetle veya fiziksel aktivite ile değil, ortaya çıkış nedenine yönelik olarak, bireye özgü, hekim, diyetisyen ve fiziksel aktivite uzmanı işbirliği ile tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu söyledi. İster hastalıkta, ister sağlıkta uygulanacak diyetin, hastanın tıbbi bulguları, özel durumu, beslenme ve yaşam şekli göz önünde bulundurularak kişiye özel olması gerektiğine dikkati çeken Beyhan, diyet programının beslenme ve diyet eğitimi almış konunun uzmanlarınca hazırlanması, uygulatılması ve takip edilmesi gerektiğini söyledi.

"Standart bir diyet önerisi verilmesi yanlış"

Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Beyhan, herkesin uygulayabileceği standart bir diyet önerisi verilmesinin son derece yanlış olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Ancak genel ilkeler açısından hastanın ölçümlerine göre belirlenen süre içerisinde hedefe ulaştıracak enerji (kalori) miktarı saptandıktan sonra, hastanın alması gereken toplam günlük enerjinin yüzde 55-60'nın karbonhidratlardan, yüzde 15-20'sinin proteinlerden, yüzde 25-30 kadarının da yağlardan gelmesi temel alınmalı. Ayrıca, her birinden de yiyecek olarak sağlıklı seçenekler sunulmalı. Tıbbi beslenmeye paralel olarak, hastaya hekimin önereceği tıbbi tedavi yapılmalı, fiziksel aktivite durumu da spor uzmanı önerisiyle belirlenmeli, her açıdan hastanın durumu yakından izlenmeli, bulgulara göre gerekli düzeltme ve düzenlemeler yapılmalı.”

"Zayıflama merkezleri çok iyi denetlenmeli"

Beslenme ve diyet konularının, bu alanda eğitim almamış diğer meslek grupları tarafından ilgi ve uygulama alanı haline geldiği eleştirisinde bulunan Beyhan, bunun yaşamsal riskleri de artırdığı, özellikle son yıllarda yanlış diyet uygulamalarından kaynaklanan ölümcül vaka sayısının yükselmesine neden olduğunu söyledi.

Beyhan, şunları kaydetti:

“Diyetisyenlik mesleğini ve dolayısıyla diyet vermeyi kolay ve basit bir şablondan ibaret gören başka meslek mensuplarının bunu üstlenmeleri, diyet konusunda yapılan yanlışlıkların ve istenmeyen sonuçların temelini oluşturmaktadır. Burada kuşkusuz diyetisyenlik meslek yasasının olmayışı, bu yönde gösterilen mesleki çabaları, atılmak istenen adımları yetersiz kılmaktadır. Hiçbir diyet, hastanın/danışanın bireysel özelliklerini (yaş, cinsiyet, özel durum gibi...) tıbbi bulgularını, beslenme alışkanlıklarını gözönünde bulundurmadan ve izlenmeden başarılı olamaz. Özellikle morbid obezite adı verilen ileri derecede şişmanlık vakaları, her bir uzmanın kendi alanında özenli çalışma, kararları ve uygulamalarıyla, konu ile ilgili uzmanların işbirliği ve koordinasyonuyla tedavi edilebilen vakalardır.

Bilinçsizce verilen çok düşük enerjili (kalorili) diyetler, hastayı ölüme dek götürecek sonuçlar doğurmaktadır. Zira, ani ve kısa sürede verilen kilolar, böbrek yükünü artırmakta, en başta da kalp-damar sağlığı üzerinde son derece olumsuz etkiler yaratmaktadır. Tüm bu belirtilenler çerçevesinde, özellikle zayıflama amaçlı açılan klinik veya otel gibi yerler kesinlikle çok iyi denetlenmeli, gerekli alt yapı ve konunun uzmanları olmadan açılmaları ve faaliyet göstermeleri engellenmeli, Sağlık Bakanlığı'nın denetimlerinde bu tür yerlerin gerekli koşulları yerine getirip getirmediği etkin ve olumsuz uygulamaları caydırıcı yöntemlerle izlenmeli.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top