5 Ekim 2013 Cumartesi

0

Bebek fabrikası

Daha sonra çocuklarına ne diyecekler?

Haberi okurken aklımdan geçen bu değildi. Nasıl olsun ki? Önce insan mevzuyu bi idrak etmeye çalışıyor. Parası olanın her bi haltı afiyetle yediği bu saçma sapan alemde, sıranın bebek fabrikası kurmaya geldiğini anlamak, biraz zaman alıyor.

Hindistan'da bir bebek fabrikası kurulmuş. Tanımlama nasıl doğru! Fabrikanın üretim bandına sperm ve yumurta giriyor ve dokuz ay süren üretim sürecinin sonunda üretilen mal, alıcıya teslim ediliyor. Bilmem söylememe gerek var mı, buradaki üretim bandı Hindistanlı yoksul kadınlar, mal ise bebek. İşin garip tarafı bu hikayedeki asıl mal kimdir nedir diye iki satır sarkastik eylem yapacak halim bile yok.

Bebekler artık mal olmuşlar, üretiliyorlar.

Parası olan Batılı için yoksul Doğulunun her türden emek harcayıp mal ve hizmet üretmesi son derece normal. O kadar normal ki, bir Doğulu doktor çıkıp işleri organize ediyor ve 28 bin dolar ve sperm artı yumurta veren her çift malını dokuz ay sonra teslim alabiliyor. (Verdikleri paranın sadece 8 bin doları taşıyıcı anneye gidiyor. Muhtemelen siperişi verenlerin umurunda bile olmuyor bu durum.)

Peki o mala bu hali nasıl anlatacaklar?

Neden takıldım kaldım buna bilmiyorum. Çok mu önemli? Eh işte, bence önemli. Ben o biyolojik anneleri de merak ediyorum aslında. Anne olabilmek için muhtemelen her şartı zorlayan, her yolu deneyen ama olamayan, belki de son çare olarak taşıyıcı annelik ile dertlerine deva arayan kadınları düşünüyorum. Eminim bu yolla çocuk sahibi olan birçok çift vardır ve onlara taşıyıcı annelik yapan birçok kadın.

Peki öyleyse sorun ne? Buradaki sorun, kurumsallaşmış sömürü sorunu. Zenginlerin yoksulları "parasıyla değil mi, noolacak?" bahanesiyle birer joker olarak kullanmaları. Buradaki asıl sorun, dertlerine bir çözüm ararken, dünyanın bi ucunda birer üretim bandına dönüştürülen insanları, tıpkı para ödeyip satın aldıkları diğer mal ya da hizmetler gibi görmeleri. Bunu doğal karşılamaları, fabrika kurup işletecek kadar ve o fabrikaya sipariş verip teslimat bekleyecek kadar normal bulmaları.

Taşıyıcı annelik ülkemizde yasal değilmiş. Çünkü bizim yasalar bir bebeğin annesini onu doğuran kadın olarak kabul edermiş. Öyle taşıyıcı anneymiş yok biyolojik anneymiş falan bu türden ayrımlara hiç girmezmiş. Yasal olan ülkelerde ise, taşıyıcı anne ile gayet sıkı sözleşmeler yapılırmış. Doğumdan sonra çocuk üzerinde hiçbir hak iddia etmeyecek vs vs.. yine alacak parasını, verecek doğurduğu çocuğu.

Peki arada ne fark var? Sonuçta taşıyıcı annelik varsa, bunun fabrikaya dönüşmüş hali de olabilir gibi duruyor değil mi? Ne ki sorun?

Belki de asıl sorun işte bu "gibi duruyor zaten" bahanesidir. İnsana dair her şeyin paraya tahvil edilmesidir. Yoksulların çaresizliğinden yararlanmanın yapısallaşmasıdır, normalleşmesidir, içselleştirilmesidir.

Belki de asıl sorun, teslim alınan sipariş bebeklere günü geldiğinde o üretim çarkını anlatabilmektir. Bebek fabrikası'nı anlatabilmektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top