Bayram her zamanki gibi yoğun geçti. Her bayram annemlere giderken, annemlerle daha birgün önce görüşmüş bile olsak, eve yaklaştıkça kalbim yerinden çıkacakmış gibi atar, bir an önce uçup gitmek isterim. Bu bayram çok misafirimiz geldi. Biraz da geç kaldık annemlere gitmek için. Her bayram da mutlaka pasta alıp gideriz. Pastanenin önünde, arabanın içinde eşimi beklerken zaman geçmek bilmedi. Geçerken dedemlere uğradık, hemen kalkmak istedim. Bir an önce annemlere gitmeliydim. Yoldan aradım "15 dk. sonra oradayız", dedim. Her zamankinden daha da pırpırdı yüreğim. Eve anahtarla girdim, kapıda kimse yoktu, şaşırdım. Genelde kardeşim, Ada güle oynaya kapıda, hatta annem balkonda bekler bizi. Koridorda kardeşimin eşinin beyazlamış yüzü ve koşuşturmasıyla dona kaldım. "Fenalaştı, fenalaştı, çok fena" diye sağa sola koşturup duruyordu. Sabah babam bağırsakları bozulduğu için acile gitmişti, onu biliyordum, babam fenalaştı sandım. Babam bu nedenle sık sık halsiz düşüp, yatar çünkü. Odaya girdim, annem upuzun yatıyor, herkes başında ağlıyor, erkek kardeşim kilitlenen çenesini açmaya çalışıyor.
O anı bir daha yaşamak istemem. Annem kimseye söylemeden boş bir odaya kendini atıp, baygınlık geçirmiş. Olay henüz olmuş. Eşim 112 yi aradı. Trafik kazası olmuş 2 ambulans ta oradaymış, "daha uzak bir ilçeden ambulans yollayalım ama yarım saati bulur", dediler. Telefonla yardımcı olmaya çalıştılar. Gerçekten çok ilgilendiler. Biz bu arada aile doktorumuzu çağırdık, annem de yavaş yavaş ayılmaya başlamıştı. Bizi duymuş. "Ambulans istemiyorum", diye işaret etti. Doktor muayene etti. "Kolitten dolayı ağrı şokuna girmiş", dedi. O gün bel korsesini de takmış, o da diyaframa baskı yaptığı için ağrısı çoğalmış. Kalp krizi belirtileri vermiş. Annem arada oluyor böyle ama biz yanında olmuyorduk. Babamlayken olmuştu birkaç kez. Sanırsam da genetik. Aynı şey, 2 teyzemde ve bende de var. Kolit sancısından kaç kez bayıldığımı hatırlamıyorum. Hatta bir keresinde ben de bayram sabahı bayılıp, koridorda halıfleksin üzerine düşmüştüm. Düşmenin şiddetiyle sert halı yüzümü fena halde zımparalamış, kaç gün yüzümde, kollarımda morluk ve çiziklerle gezmiştim. Teyzemse bir sabah postacıya kapıyı açıp bayılmış, postacının ödünü kopartmıştı. Annemse bayılacağını anlayınca kendine yumuşak bir yer seçmiş.
Annemi yalnız bırakmamak için, dün dönecekken, birgün daha uzattık dönüşümüzü. Yarın zaten okullar açılıyor. Maraton başlıyor. Yarın oğlumun yeni okulunda yeni arkadaşlarıyla ilk günü.
Hava çok soğudu. Annemler kaloriferleri yakmıştı bile. Ben de ufoyu çatıdan indirsek mi diye düşünmekteyim.
Annemlerden yine bir şeyler toplayıp getirdim. Eskiden herkesin evinde olan cam büyük meyveliklerden biri annemlerin üst katta öyle durup duruyordu. Bugün anneme "ben bunu alıyorum", dedim. "Ne istersen al", dedi. Pek mutlu oldu. Getirdim, salondaki masamın üzerine koydum, çok yakıştı. Bir de rahmetli anneannemle annem ve babamın olduğu küçük bir fotoğrafı çaldım. Büyütüp, anneme sürpriz yapacağım. Bir sürü de kumaş verdi annem.
Hamiş: Bu sıralar 10 Marifeti sıkı takip edin, ödüllü aktivitelere hazırlıklı olun :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder