25 Eylül 2009 Cuma

0

Sevgili Günlük- Eski Camlar...



Bayramda annemlerden yine bir sürü şey topladığımı yazmıştım. Bu klasik cam meyvelik te onlardan biri. Mutlaka çoğumuzun evinde çeşitli renklerinden olmuştur bir zamanlar. Eşim de görünce "bizde de kahverengi olanı vardı", dedi.



Eski eşyaları kullanmayı yeni birşeyler almaktan daha çok seviyorum. Fakat herkesin eskisini değil. Enerjisinden emin olduğum, bana-bize, tanıdığım ve sevdiğim insanlara ait yaşanmışlıkları olan eşyalardan başka ikinci el sokmam evime. Eşyaların oldukları ortama duygusal anlamda iyi ya da kötü bir şeyler kattığını hep düşünmüşümdür. Kendi el emeğim olan eşyaları kullanmayı da çok seviyorum. Nasıl güzel duygularla yapıyorum onları. Bunun pozitif enerji adına mutlaka bir geri dönüşü olmalı ve olduğunu da hissediyorum.



Bu cam meyvelik de çocukluğumdan beri yaşadığım bütün evlerin çeşitli yerlerini süsledi, durdu. Babamın memuriyeti sebebiyle o kadar çok ev değiştirdik, taşınırken kırılmadan bugüne gelmiş.



Bazı evlere gidince oraya buraya atılmış, güzelim eski eşyaları görünce de hep içim cız eder. Birçok insana garip gelen bu  eskiye merakım, verdiğim değer beni çok manevi anlamda çok mutlu ediyor.



Annemin kestiği upuzun saçı da sandığında durur. Ondan kendime çıt-çıt yaptırmayı da düşünmüştüm. Fakat gerçek insan saçı kullanmanın dinimizce sakıncalı olduğunu okuduktan sonra bu planım suya düştü. İnsanın her zerresine duyulan saygı nedeniyle, başkasına ait insan saçının kullanılmasının yasak olduğu, hayvansal ya da yapay kılların bu amaçla kullanılabileceği yazıyordu bir ayette. Tam da çıt-çıt yaptırmayı düşündüğüm bir dönemde o ayeti okumamın tesadüf olmadığını düşünerek, vazgeçtim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top