Dün gece rüyamda mavi bir boya kalemi beni kovalıyordu. Çok kızgındı ve ben bir kalemi (hem de mavi) kızdıracak ne yapmış olabileceğimi düşünemiyordum. İnsanların rüya görürken bir yandan da düşünebildiklerini biliyor muydunuz?
Mavi kalem arada bir yerden havalanıp hız kazanmaya çalışıyordu, sivri ucunu popoma nişanladığından emindim ve bu da bende bir rüyada asla olmaması gereken bir gerginliğe yol açıyordu. Rüya görüyordum ben, kabus değil!
Ancak kalemin rüya ile kabus arasındaki farkı bildiğini sanmıyorum. Olayı tam bir lay lay lom'a dönüştürmeye çalışıyor gibiydi. Bunu da şuradan çıkardım: Mütamadiyen büyüyordu! Şimdi lütfen durup bi düşünelim sevgili bilog dostları. Bir boya kalemi size kızmış ve ve öfkeden kudurarak peşinizden kovalıyor. Kovaladıkça boyu arşa değiyor ve renginin mavi olması tam olarak bu aşamada hiçbir şey ifade etmiyor. Kaldı ki zaten o mavi renk de morarmakla meşgul.
Sabah yataktan zıplayarak uyandım. Sanırım tam kalem üzerime düşecekken kendimi yana attım ve bu sırada eh artık bi zahmet uyandım. Çok güzel ve öğretici bir rüyaydı, sizinle paylaşmak için içimde büyük bir istek duydum, mevzu bundan ibaret.
Ne öğrendim: Asla yatağa bir kalemle girme, gecenin bi yarısı bi tarafına batabilir.
Lay lay lom notu: Bu da böyle bi anım olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder