31 Ağustos 2010 Salı

0

IFW'de Buse Ne Giydi?

İşte en merak ettiğiniz an geldi :) Hafta içinde hepinizden "buse sen ne giydin onlarıda bizimle paylaş" diyen bir çok mail ve tweet aldım. Önce ilk gün ne giydiğimden başlayayım. İlk gün 3.resimde gördüğünüz yeşilleri giyip, yesillendim :). Beyaz H&M atletim, rahatlığına bayıldığım harem tarzındaki Alice+Oliva pantalonum, yeşil McQueen eşarbım ve yeşil küpelerimleydim. Yeşil küpelerimi herkes çok beğendi, bende yakından merak edeceğinizi düşünerek size yakından fotoğrafladım :) Hani Angelina Jolie Oscarlara siyah bir elbise ve yeşil zümrüt bir küpe takmıştı, iste benim küpeler onların gerçek olmayan hali :) 
2.güne gelince.. 2.gün baştan aşağıya Ümit Ünal giyindim. Mavi pantalonum ve siyah bluzum Galatadaki Ümit Ünal mağazasından. Küpelerim ise soran bir çok kişininde inanmadığı ve sizinde büyük ihtimalle inanmayacağınız Nişantasındaki Karmen'den :) Ayakkabılarım ise Christian Louboutin.. 
3.günkü kıyafetim daha doğrusu tulumum ise yine Alice+Oliva, ayakkabilarim Chloe, çantam Poenza Schouler. Aslında fotoğraflamadığım iki kıyafetim daha var ama onlarda fotoğraf makinamin azizliğine uğradı :) Bir tanesi pembe Machka elbisem diğeri ise beyaz kot ve siyah omuzları vatkalı bluzumla kombinlediğim kıyafetlerimdi. İşte bu seneki tercihlerim bunlar oldu, bakalım seneye neler giyeceğim :) 
0

Kafa rahatlığı bir pufuduk ayı değildir!

Kafa rahatlığı bir pufuduk ayı değildir.

Kafa rahatlığı bir şezlong bi içki ve fonda yelkenli de değildir. (Belki bir ihtimal “batan gün kana benziyor” olabilir, bilemedim şimdi.)

Kafa rahatlığı, eğer söz konusu kafa benim kafamsa, kesinlikle bir sevgili evim sevgili dostlarım ailem bahçem mınışım bıcırım falan değildir. Diğer kafaların selameti için bunlardan biri ya da birkaçı elzem olabilir. Ancak benim koca kafam için kafa rahatlığı demek, belki bir parça, saçmalama yeteneği ve bunu sergileyebilme özgürlüğü olabilir.

Kafa rahatlığı bir sallanan koltuk ya da en fenası: Bir hamak kesinlikle değildir! Her bir kıymığının ayrı ayrı battığı, her bi yeri ayrı ayrı oynayan gıcırdayan oflayan ve puflayan, küskün ve hayli kızgın bir tahta sandalye bile kafa rahatlığının garantisi olabilir, ama lütfen, burada sallanan koltuklardan ve hamaklardan söz edeceksek, onların sağlayacağı azami rahatlığın kafaya bir faydası olamayacağını da anlıyor olmamız gerekir. (Bu cümlenin görünen ya da görünmeyip sadece hissedilen sıkıntılarını bana tane tane anlatan birileri çıkarsa, onlara ziplenmiş hayat dersi seti armağan etmeyi düşünüyorum.)

Kafa rahatlığı asla ve asla rahat bir yatak değildir. Yeme de yanında yat bir yatak arkadaşı da değildir. Hatta şöyle söyleyeyim: sarılıp uyumayı bile vakit kaybı olarak gösterecek kıvamda bir zaman ötesi seks de değildir. Sarılıp yatmak için her zaman bi pufuduk ayı bulunabilir (ve her alemden)
Ancak biz daha önce bahsettik bundan zaten di miğ?

Lütfen Dikkat:

Pufuduk ayılar her köşe başında, her hayal durağında, her bal kabağında, her nilüfer yaprağında bekliyor olabilir. Kara kaplılarda, hançer uçlarında, kılıç kınlarında, mahzenlerde kuytularda saklılarda saklanıyor olabilir. Can acılarında, anı talanlarında, hasret pusularında, özlem tuzaklarında erketeye yatmış olabilir.

Yine Dikkat:

Aman dikkat edin bunlardan uzak durun falan demiyorum, bir yanlışlık olmasın. Kafanıza göre takılın. Ve lakin mevzu şu ki: Önce o kafayla bi vedalaşın.
Çünkü:

Hiçbir zaman ama hiçbir zaman, asla ve asla, kesinlikle ve kesinlikle:
KAFA RAHATLIĞI BİR PUFUDUK AYI DEĞİLDİR!

30 Ağustos 2010 Pazartesi

0

Kümbet Patates Salatası


Kümbet Patates Salatası
Malzemeler;5 adet patates2 adet havuç3 - 5 adet salatalık turşusuDere otu1 su bardağı süzme + 1 su bardağı normal yoğurtya da 2 su bardağı yoğurt ve 2 yemek kaşığı mayonezPul biber, nane, tuz
Yapılışı;Patateslerin kabuklarını soyun 4'e 5'e bölün. Bir tencerede 3 su bardağı suyla birlikte haşlayın. Kalan sudan yarım çay bardağı kadar ayırın, kalanını süzün. Ayırdığınız
0

Buse'nin Butiğinde yeni ürünler!

Buse'nin Butiğine yaz başında koyduğum ürünleri kapan kaptı kapmayanlar içinse yeni ürünler geldi :) Geçen seferki ürünler için bana nasıl satın alabileceğiniz konusunda bir çok mail geldi. Yapmanız gereken tek şey beğendiğiniz ürünü bana mail atmak (buse_terim@hotmail.com), daha sonra ben size banka bilgilerimi veriyorum ve siz bana ücreti havale ediyorsunuz. Bende size seçtiğiniz ürünü kargoluyorum ve güle güle giyiyorsunuz :) Haydi bakalım durmak yok alışverişee! :) 
Buse'nin Butiği sayfasina buradan tiklayin.
0

Pembe Baykuşumla Buradayım :)

Etsy CiC Team (Crafting in Color Street Team)  benim baykuş magnetimi haftalık renk çarkına ( crafting color wheel) seçmiş.


Pembeyi temsil ediyor baykuşum.




Diğer keçe magnetlerim...


0

Merakla beklenen Koton Beachwear

Kapanış mayosuyla Alessandra Ambrosio


IFW'in kapanış defilesi olan Koton Beachwear defilesi 4 gün içindeki en kalabalık defileydi. O günkü defileye kadar ki erkek sayısı Koton defilesinde Alessandra Ambrosio'nun etkisiyle üçe katlanmıştı :) Defile ve tasarımlarda Deniz Berdan'ın Biraz Herve Leger, biraz Rosa Cha karışımı olmuş yorumuna katılıyorum.Herve Leger ve Rosa Cha tasarımlarını bilenler bu yoruma hak verecektir. Defileye gelenlerin çoğu tasarımları merak ettikleri için değil, sanki Alessandra Amrbrosio için gelmişti :) Bir diğer detay ise podyumda hıç bir türk mankenin olmayışıydı. Ama herşeye ragmen IFW'e yakışır bir kapanış defilesiydi. Türkiye standartlarında ki mayo ve bikinileri çok aşmış ve kaliteli tasarımlarla dolu bir defileydi. İşte IFW'in son defilesi.. 
0

Masalsi Özlem Suer Defilesi



Bitirişteki muhteşem elbise.. 



Girişte bizi karşılayan palyaçolar :) 


Defilenin uzaktan görünümü.. 


Koleksiyonun tamamı 


Özlem Süer bügüne dek bir çok başarılı işlere imza attı. Pariste gerçekleştirdi defile bunun en büyük kanıtıydı. Özlem Şüer'in defilesini Kız Kulesinde gerçekleştireceğini duyduğumda kesin yine çok güzel bir şeyler göreceğiz demiştim. Kız Kulesinden içeri girdiğimizde herkesin rahatlıkla görebileceği bir podyum kurulmuştu. Önce içerideki avluda bütün mankenleri koleksiyondaki elbiselerle toplu halde gör p fotoğraf çektik. Daha sonra palyaçolar, uzun bacaklı kadınlar ve meyve dağıtan garsonlarla defile için heyecanımız daha da arttı. Defile gerçekten izlenmeye değer ve çok orjinal bir defileydi. Herşey en ince detayına kadar düşünlmuş ve uğraşılmıştı. Koleksiyondaki her parça birbirinden güzel ve işçilik doluydu. Final kısmında ki elbise ise benim bütün koleksiyondaki favorim oldu. Yani kız kulesinde defile olurmu sorusuna hakkıyla en güzel cevabı verdi Özlem Süer. Benimde İFWdeki favori tasarımcılarımdan biri oldu..
0

Sevgili Günlük- Milföylü Tavuk

      Dün akşam iftar davetim vardı. Davete birkaç gün kala menümü hazırlayıp bir post-ite yazıp, mutfağın görünür bir yerine yapıştırır, gidip gelip üzerinde oynarım ben. O zaman herşey bitmiş kadar yük kalkar omuzumdan. Karar verme aşaması daha zor geliyor hep...Başka bir post-ite de menüye bakıp, eksik malzemeleri yazarım. Davet günü de tamamlanmış yemeğin üzerini çizerim çünkü çok şeyi bir arada düşününce ve orucun da etkisiyle öğleden sonra kafam pek çalışmıyor, unuttuklarım olabiliyor. Yapıp ta masaya getirmeyi unuttuğum bile oluyor. Birkaç kez başıma geldi, sonra oturup üzüle üzüle kendimiz yedik. Bir keresinde demliğe çay koymadan çay demlemişliğim bile vardır. Bardaklara çayı koyarken demlikten su gelince nasıl bozulduğumu anlatamam... Onun için çayı bile iftardan saatler önce demliğe koyar, hazırlarım.



       Bu sefer bir gece öncesine kadar ne yapacağıma karar vermedim ve bu beni çok rahatsız etti. Sadece kırmızı et yerine beyaz et yapmakta kesin kararlıydım. Ramazan başladığından beri bıktık çünkü. Bir gece önce biz de Süreyya'ya iftara davetliydik. Onun menüsünde milföylü tavuk vardı ve daha yerken yarın akşamki menüme dahil ettim bile onu :) Hatta Süreyya koymamıştı ama arasına kaşar da konulsa güzel olur deyince, öyle yapmaya karar verdim.



       Sabah kalkınca menümü ve malzeme listesini hazırladım. Eşime baget değil normal but sipariş verdim ama butlar çok büyük gelince eklemlerinden kesip kendi bagetimi yaptım.

               Tavukları iftara 4-5 saat kala hazırladım. İfrtara yakın fırınladım.


       Önce kendi hazırladığım pul biber, toz biber, kara biber, kimyon, kekik, tuz karışımıyla harmanlayıp, teflon tavada çok az yağla 20 dk. kadar önlü arkalı pişirdim. Haşlanabilir de ama böyle daha lezzetli olur diye düşündüm.Tavuklar pişerken dondurucudan çıkardığım milföyleri önce merdaneyle, sonra canım sıkılınca elimle çekiştirerek açıp büyüttüm. Dilimlediğim kaşar peynirini tavuğun iki tarafına yerleştirip milföy hamuruyla sardım. Bir milföy hamurum kalmıştı onu da şeritlere bölüp, üzerini süsledim. Butların kemik yerlerini folyoyla sardım. Yumurta sarısı sürdüm. İftara 45 dk. kala 200 derecede, üzeri kızarıncaya kadar fırınladım.
       Pişmeden önceki halleri pek iç açıcı değildi. Piştikten sonraki akıbetlerini çok merak ettim ve azıcık ta endişelendim. Neyse korktuğum gibi olmadı. Bazılarında delinen milföyden kaşarlar eriyip aktı ama servisi zor olmadı. Tabakta da kötü durmadı. Yanında kaşarlı, kremalı fırın püre, zeytinyağlı bezelye ve tel şehriye pilavıyla servis yaptım. Misafirlerim görüntüsünü de, tadını da çok beğendi.

         Sonuç itibarıyla çok zor olmayan, göze ve mideye hitap eden, hafif, lezzetli bir yemek. Tavsiye ederim.



       En üstteki fotoğrafta da bu aralar neredeyse üç günde bir yaptığım kızılcık şurubunu görebilirsiniz. Ben hiç ağzıma sürmedim, tadını bilmiyorum (komposto, reçel vs... hiç yemem-içmem)  ama herkes bayıla bayıla içiyor (küçük çocuklar bile).


         Bu aralar davetler sıklaştı. Bu akşam ve yarın akşam ve Cuma akşamı biz davetliyiz. Benim üç davetim bitti, iki kaldı, onları da boş günlerde almam gerek.



        Ramazanın bu tatlı telaşını çoğu kişi angarya görse de ben çok seviyorum. Hatta gitmekten çok bana gelinmesi hoşuma gidiyor.

    

                     Ne çok ta yazmışım. Hala okuyup bu cümleye kadar geldiyseniz aferin size :)                                        Zafer Bayramımız kutlu olsun, mutlu haftalar...

29 Ağustos 2010 Pazar

0

fırında patlıcan musakka

Patlıcan musakkayı ben fırında ve kaşar peynirli yaptım. Tamamen sizin isteğinize kalmış bir şey. Peynir ve fırın işlemi olmadanda pişirebilirsiniz. Musakkanın ve karnıyarığın yanına sade pirinç pilavı ve cacık çok yakışır arzu ederseniz bu şekilde servis yapabilirsiniz.

malzemeler

1 kg kemer patlıcan (ince)
300 gr kıyma
3 adet soğan
3 adet domates
bir tutam maydonoz
1 su bardağı rende kaşar (opsiyonel)
2 ym kaşığı zeytinyağ
1 ym kaşığı dolusu salça
tuz
karabiber


hazırlanışı

Patlıcanları alacalı soyun ister kuşbaşı ister yuvarlak doğrayın. Tuzlu suda biraz bekletip yıkayın ve  kurulayın. Kızgın yağda kızartın.

Soğanları yemeklik doğrayın z.yağında pembeleştirin. Kıymayı ilave edin beraber kavurun. Domatesleri rendeleyip karışıma ekleyin biraz daha kavurun.

Salçayı ekleyin 1 dk kadar kavurun. 1 su bardağı su ekleyip kaynatın. Ocaktan alıp ince kıydığınız maydonozu, tuzu, karabiberi ekleyip karıştırın.

Fırına girebilen bir kaba önce kızartmış olduğunuz patlıcanları onun üzerine kıymalı harcı yayıp en üste rende kaşar serpin domates ve biber dilimleriyle süsleyip 220C fırında peynirler eriyene kadar pişirin.

Şayet fırında peynirli pişirmek istemezseniz, maydonozu, baharatı ve tuzu ekledikten sonra ocakta 10 dk. kadar pişirin.

28 Ağustos 2010 Cumartesi

0

Tuvanam yine hayran bıraktı..

Tuvana Büyükçınar bu sene İstanbul Moda Haftasına ilk kez katıldı. Hemde kendine ait tek bir defileyle değil Karma defileyle. Yarattığı koleksiyonla herkesi burada her sene olması gerektiğini hatta kendi adına daha uzun soluklu bir defile yapması gerektiğine inandırdı. Tuvanayı ve "Tuvanam" markasını yakından tanıyanlar bu tasarımları başka yerde gördüklerinde "Bu kesin Tuvana'dır" diyebilecekleri tarzda elbiseler vardı. Benim en çok ilgimi çeken önü açık botlar oldu.
Tuvana hepsine tek tek elbiseye verdiği özeni göstermiş ve bence çok farklı olmuş. Bana en ilginç gelen tasarım ise avize tarzındaki elbise oldu. Tümüyle, Tuvanam markasına yakışır, Tuvanaya yakışır, onun gibi şeker ve lokum gibi bir defile izledik.. 
0

Hayal Kırıklığına sebep olan Bahar Korçan

Bahar Korçan ve Rapci Fuat 

Bahar Korçan her zaman takdir ettiğim modacılardan biridir. Bu sene galatadaki mağazasını ziyaret ettiğimde gözüme çok fazla şey çarpmamıştı ve bu yüzden defilesinden çok büyük şeyler bekliyordum. Defilenin bizim alışık olduğumuz İTÜ taşkışla binasından farklı bir yerde olması beklentilerimi fazlalaştırdı. E birde üstüne 6:30'ta beklediğimiz defilenin iki kısımlı olacağı, 8:30'ta davetlilerin, 6:30'ta ise basının defileyi izleyeceği söylenince ben Chanel defileleri gibi hafızalardan silinmeyecek bir defile hayal ettim. Öncelikle defiledeki saç ve makyajı beğenmedim. Resimlerdede fark edeceğiniz gibi bence makyajlar defile için çok marjinaldı. Her elbisenin ayrı bir hikayesi vardı ve bu hikaye "Görmüyorum" gibi başlıklar ve rapçı Fuat'in şarkıları eşliğinde çok değişik bir havada ilerledi. Ben tasarımları çok beğenmedim, daha doğrusu "tasarım" diyebileceğim çok fazla unsur göremedim. O güne kadar izlediğim  defileler arasında en zayıf bulduğum üzgünüm ama Bahar Korcandı.. 
0

Farkini ortaya koyan Özgür Masur..

Özgür Masur'u çoğunuz Aşk-i Memnu'da Beren Saatin kıyafetleriyle tanıdınız. Bu sene gerçekleştireceği "Ten Dökümü" defilesinden önce Sedef Avcı, Özge Ulusoy ve Bade İşçıl ile gerçekleştirdiği fotoğraf çekimleride çok ses getirmişti. Bizlere sunacağı koleksiyonunun, ses getiren fotoğrafları kadar güzel olacağı daha o zamandan belliydi. Perşembe günü yapılan defilede en çok ilgimi çeken defilenin başlangıcı oldu. Herkesin aksine Özgür Maşur çok kısa bir film tadında barkovizyonla başladı defileye.
Özge Ulusoyun rol aldığı ve podyuma çıkacağı elbiseyi giyene kadar yaşadığı anları gördüğümüz görüntüler salonun merakını dahada arttırdı. Koleksiyondaki renkler başından bitimine kadar bir ahenk içindeydi. Benim favorilerim mor/lila ve fuşya/pembe rengindeki elbiseler oldu. Herkesin hayran kaldığı elbiseler o güne kadar izlediğim defileler arasında en giyilebilecek tarzdaki elbiselerdi. Biraz mezuniyet havası yok değildi tabiiki ama bütünüyle renkli ve orjinal bir defileydi. 
0

makarna salatası, fındık köfteli

İftar sofralarınıza alternatif bir salata, kendi başına bile bir öğün, yada bir pazar günü tatil yemeği. Çocuklarınıza 20 dk içinde hazırlayabileceğiniz onlarında severek yiyebileceği pratik, sevimli bir salata/yemek.
malzemeler

200 gr kıyma
2 ym kaşığı galete unu
tuz
karabiber
200 gr farfalle (fiyonk) makarna
1 büyük havuç
7-8 yaprak kıvırcık
1 büyük salatalık
1 kaç dal maydonoz

sos için
1 su bardağı yoğurt
1 ym kaşığı mayonez
1 ym kaşığı limon
1 ym kaşığı salata baharatı

komplex halinde yok ise; kekik, toz kırmızı biber, kimyon, zencefil, karabiber, nane  hepsini mix yapın.

1 ym kaşığızeytinyağ
1 fiske şeker
tuz


hazırlanışı

Makarnayı tuzlu bol suda haşlayın. soğutun. Kıymayı, tuz, karabiber ve galete unuyla beraber yoğurun. Fındık büyüklüğünde yuvarlayın. Kızgın yağda kızartın.

Havucu dilimleyip (çiçek şeklinde dilimledim) 2-3 dk kaynar suda haşlayın. Soğuması için soğuk suya tutup süzdürün.

Salatalığı küp doğrayın, maydonozu ince kıyın köfte ve kıvırcık hariç malzemeleri karıştırın. Geri kalan diğer malzemeleri karıştırarak sos hazırlayın üzerine döküp karıştırın.

Servis tabağının içine kıvırcıkları yerleştirin üzerine makarna salatasını dökün en üste köfteleri yerleştirin.
servise hazırdır.

0

Leyla Bebek İçin Yaptığım Kapı Süsü

Önizlemesini burada yaptığım Leyla bebeğin kapı süsünü tamamladım. Annesinin yolladığı odasına ve eşyalarına ait fotoğraflardan yola çıkıp tasarladım. Leyla bebek, Eylül ayı ortalarında bekleniyor. Dualarınızı ve güzel dileklerinizi yollayabilirsiniz beklenen meleğe...

Asya ve Duru bebek için yaptığım kapı süsünü burada ve diğer kapı süslerimi de burada görebilirsiniz.
0

Osmanli motifleriyle Atıl Kutoğlu



Atıl Kutoğlu defilesinde osmanlı motifleri, ve Giziaya kıyasla bizlere daha çok hitap eden tasarımlar vardı. Deri hakimiyeti oldukça fazlaydı. Renkler ise mavi, pembe,siyah,beyaz ve morlarla doluydu. Defilede Demet Şener uzun bir aradan sonra ilk defa podyuma çıktı, İbrahim Kutluayda onu izleyenler arasındaydı. Günün en kalabalık misafirli defilesi Atıl Kutoğlununkiydi. Aklınıza gelebilicek herkes oradaydı. Twitter'dan takip edenler bilirler an be an kim orda söyledim :) Ve günün 2.defilesiyle sizleri baş başa bırakıyorum.. 
back to top