Bugün bi arkadaşım Facebook'ta şu yanda gördüğünüz görseli paylaşmış. Önce yorumsuz kalıp aktarayım nedir diye:
Çete- i Nisvan Beyannamesi
Aşağıda okuyacağınız talepler Kadın Yolu Dergisi'nin 6 Ağustos 1925 tarihli nüshasının içinde bir müzayedede tesadüfen bulunan bir risaleden alınmıştır. Kendisine "Kadın Çetesi" adını veren bu grubun 1925 yılında dile getirdiği bu görüşler 90 yıl sonraki Türkiye için bile ne kadar ileri değil mi?
- Zevcelik ve validelik tabiatın emri ve mukaddes vazifesi değildir.
- Mecburiyet-i askeriye kaldırılmalı, evlatlar vatana hibe dilmemelidir.
- Ahlaki ve milli iman kadının hürriyetine değil, içtimai muvazene için vasıta haline getirilmesine muavenet eder.
- Irki milliyetçilik vatanperverlik değildir.
- Tek fırkalı nizamda siyasi haklar meclise girme ve rey verme hakkıyla elde edilemez.
- Maarif, vatan ve milletten ziyade, şahsi hürriyet ve iradeye katkıda bulunmalıdır.
Çok güzel değil mi? Yani elbette bu paylaşılan yazının külliyen uydurma olma ihtimali de var. Ama bana sanki değilmiş gibi geliyor. Osmanlı dönemindeki kadın hareketlerini anlatan bir kitap okumuştum, adı şimdi aklımda değil, kitap da yanımda değil, sonra bulur tanıtırım.. o kitaptan öğrendiklerim sayesinde böyle bi his oluştu bende. Bırakın Cumhuriyet'in ilk yıllarını, Osmanlı'nın son yüzyılında bile memleketin şu gününden çok daha ilerici taleplerde bulunan, bunun için ciddi çabalar sarfeden kadınlar yaşamış bu topraklarda.
Şimdi evladını dağlarda savaşta kaybeden bir annenin "ben vatan sağolsun demiyorum!" isyanını bile duymaya tahammülü olmayan yüreği katıların memleketinde, kadınların çıkıp da "zorunlu askerlik diye bi şey olmasın, vicdani ret olsun, sizin vatan millet sosuna bulayıp sunduğunuz savaşınıza bizim hibe edecek evlatlarımız yok" demesi, küçük çapta bir mucizeyi gerekli kılıyor.
Ben de an itibariyle galiba okuduğum metnin diline ve ağdasına kendimi kaptırmış gidiyorum, bi düzgün cümle kuramadım:/
ve lakin,
bak ne güzel demiş o güzelim kadınlar: "Validelik ve zevcelik mukaddes bir vazife değildir" diye.. Şimdi kadınlara kümesteki tavuk muamelesi yapan erkeklerin alayını toplasan bu kadınların tırnağı etmez, ben de bunu söylüyorum gönül rahatlığıyla.
Şu maddeyi de pek bi sevdim: "Irki milliyetçilik vatanperverlik değildir."
Ben sevdim bu kadınları. Kim bilir belki de onların hatrına dönüyor hâlâ daha bu batasıca dünya. Hani bir umut diye, eşitliğe, adalete ve barışa dair.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder