Güzellik yarışması yapıldı, kimse kızları beğenmedi. Şimdi böyle başlayınca bu fasılda fikir beyan etmem gerekiyor gibi.. ama es geçiyorum. Zerre umurumda değil.
Bu bir anı kaydı olsun, anmış olayım bu benzer (ama hiç benzemez) vesileyle:
"Çocuk programını yaptığımız son yıl, yaz aylarında bir yarışmayı izlemem için beni görevlendirdi yeni program müdürümüz. Yarışma en iyi model yarışmalarından biriydi. Yarışmaya katılmaya hak kazanan genç kızlar bir otelde kampa alınmıştı. Benden istenen, 10 gün boyunca bu kızları izlemem ve her gün için bir yayın bandı hazırlamamdı. Gündüz çekim gece montaj derken, on günün sonunda benden geriye pek bir şey kalmadı. Beden yorgun, ruh külliyen kaçık.
İlk gün model adayları bizim çekim ekibiyle ilgilenmediler, ben onların peşinden dolandım durdum. İkinci gün hazırladığım bant yayınlandı, izlediler çığlıklar atarak. Sonraki günler peşinde civcivleriyle dolanan anne tavuklara benzetmeye başladım kendimi:/
Kızlardan biri güzelliği ve farklı tarzıyla ön plana çıkıyordu hep. Dövmeleri vardı ve dert yanıyordu, acaba o dövme yüzünden istenmeyebilir mi diye. Masum bir güzelliği vardı, (başka bir tanımı yoktu, hakikaten masum bir güzellikti)kısacık ömrüne sığdırdıkları yazılmaya kalkışılsa “roman” olurdu. Finale bir iki gün kala geçmişiyle ilgili bir şeyler döküldü ortalığa. Ama o etkilendiyse de hiç belli etmedi. Son gece finalde canlı yayında, podyumdaki tek model kendisiymiş gibi davrandı. Ve birinci seçildi.
Adı Burçin’di. Birkaç yıl önce bir mezarlıkta cesedini buldular. Eroin yapacağını yapmış, Burçin’den ise geriye sadece günlüğü ve yaptığı resimler kalmıştı. Bir de hafızamdaki o hüzünlü gülüşü."
O gülüşü hatırladım.. yarışma falan diyince..
Boş işler bunlar. Valla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder