Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. İsmail Ağar, zayıf ama obezite tehditi altında olanları ve zayıflamaya karar verenleri çarpıcı bir biçimde uyarıyor.
Bazı insanlar vardır yediğine içtiğine dikkat etmeksizin, kilo alma derdi olmaksızın yaşarlar. Yedikleri gibi, hiç kilo almazlar. Onlara çoğu zaman imrenerek bakarız. Ancak durum hiç de göründüğü gibi değildir. Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. İsmail Ağar’a göre incecik veya zayıf olarak tanımladığımız, kilo alma sıkıntısı gütmeden sürekli yemek yiyen kişilerin, iç organları çevresinde yüksek yağ oranına sahip olabildikleri, kalp hastalıklarından, yüksek tansiyona ve şeker hastalığına kadar birçok hastalığın tehdidi altında olduğu biliniyor. Yani bu kişiler literatürde tanımlandığı gibi "Thin On The Out side, Fat Inside","Dışarıdan Zayıf İçeriden şişman” olarak kabul görüyor.
Kilo Tespitinde, Vücut Kitle İndeksi Gerçeği Yansıtmıyor
Obeziteyi tanımlamak, aşırı zayıf ya da zayıf olup olmadığınızı belirlemek için kullanılan vücut kitle indeksi (BMI) hesaplaması, ağırlığınızın, boyunuzun karesine bölünmesiyle elde ediliyor. Eğer vücut kitle indeksiniz (BMI) 30 ya da daha fazla ise kilo probleminiz olduğu ve obezite riski altında olduğunuz anlamını taşımaktadır. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalar, vücut kitle indeksi (BMI) normal sınırları içinde olan insanlar da bile obezite durumunun görüldüğünü ortaya koymaktadır. Vücut kitle indeksi normal ama fazla vücut yağı olan kişiler, yüksek kolesterol, bel çevresinde yağlanma, metabolik sendromların başka türlerine sahip olmakla birlikte, diyabet ve büyük kalp hastalıkları tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Bu problem neredeyse herkesi etkiliyor. Sedantari yani hareketsiz yaşam, çoğunlukla kas kütlesinin azalmasına, yağ kütlesinin ise artmasına neden oluyor.
Bel Çevresi Ölçümünde Mezura Metodu Gerçekleri Yansıtmıyor
Birçok insanın bel çevresi ölçüsü normal sınırlarda görülüyor olmasına rağmen obezite teşhis edilmekte. Mezura yöntemiyle bel çevresi ölçümü en alt kaburga kemiğiniz ile leğen kemiğiniz arasındaki orta noktanın mezurayla ölçülmesiyle belirleniyordu. Bu ölçüm sonucunda elde edilen değer bayanlarda 80, erkeklerde 94 cm’den büyükse tehlike sinyali veriyor deniyordu. Oysa çalışmalar göstermiştir ki, bel çevresi ölçüsü bu değerlerin altında seyreden kişilerde de obezite görülmektedir. Bu durumda, bel çevresinin ölçümlenmesinde mezura ile yorumda bulunmak güvenilir bir yöntem değildir.
Bel ve Karın Yağları Nasıl Yakılır?
2 ayda 20 kilo ve 17,5 cm incelme sağlayan yeni yöntem, Lipowave terapi, bel ve karın bölgesindeki yağlardan kurtulmanın etkili ve kalıcı bir yöntemidir. Yeni bir uygulama olan tedavi özellikle dokunun derinliklerine kadar ulaşabilme özelliği ile vücudun en zor eriyen yağları olan bel ve karın yağlarında ciddi etkili sonuçlar elde ettiği gibi bölgesel incelmede de kullanılan başarılı bir tedavidir. Aynı zamanda genel kilo kaybını da sağlayan lipowave terapisi uygulaması, ilk kür sonunda 10 kiloya kadar verdirirken, bel ve göbek çevresinden 6,5 cm.’e kadar incelme sağlıyor. İkinci ay sonunda bu değerler zayıflamada 20 kilo, bel ve karın çevresi incelmesinde toplam 17,5 cm.’e kadar varabilmektedir. Yağları parçalayan hipoosmolar, sıvının geçirgenliği arttırılan yağ hücrelerine enjeksiyonu ile uygulanıyor. İçi açılan yağ hücrelerine enjekte edilen hipoosmolar, sıvı yağların parçalanma etkisini arttırarak yağ hücrelerinin deliklerinden çıkmasını ve daha çok yağ parçalanmasını sağlıyor.
Şekerli Besinler, Göbek Çevresi Yağlanmasını Artırıyor
Şeker ve yüksek şeker içeren gıdalar, göbek çevresindeki yağlanmayı artırıyor. Çoğu zaman gün içinde düşen kan şekeri karşısında şeker ihtiyacı için tatlıya yüklenenlerin ve tatlı tutkunlarının acil bir şekilde frene basması gerekiyor. Bunun için öncelikle çay kahve gibi içeceklerinizdeki şekerden vazgeçerek işe başlayabilirsiniz. Tatlı ihtiyacınız içinse meyvelerden faydalanmanızı tavsiye ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder