Her insanın bir vitrini vardır, bilirsiniz değil mi? Vitrin denilen mekan şu fani alemde her ne işe yarıyorsa, insanda da o işe yarar. O bakımdan uzun tanımlara gerek yok. İnsanların da vitrinleri vardır. Nokta.
Bazı insanlar vitrinlerine vicdanlarını koyarlar. Ve bunların içinden bazıları da vicdanlarını vitrinlerinde unuturlar. İşte bu tür insanlar, şu son gözaltılar başladığında "Durun bakalım iddianame çıksın okuyalım bakalım sonra konuşuruz" dediler. İşte bu insanlar "Canım yaa.. çok üzüldüm tutuklanmalarına. Keşke tutuklanmadan yargılansaydılar" dediler. Kraldan çok kralcı, yancıların şahı piri üstadı oldular.
Hiç kimse onların şu son birkaç gündür gösterdiği dokuz sekizlik kıvırma kıvrılma performansını gösteremedi. Çık açık açık tutuklamaları savun, çık açık açık bu adamlar gazeteci değil yahu bildiğiniz darbeci, oh pek güzel oldu, layığını buldular falan de. Ama hayır, bu kımıl kımıl insanlar vitrinlerinde sergiledikleri vicdanlarının sesini bile dillerine, kalemlerine aksettirmediler. Kalemleri fırdöndü oldu, dilleri dolandı durdu.
Özellikle referandum sürecinde ağzını "hayır" diye açan herkesi ama herkesi darbeci postal yalayıcı ilan ederken iki saniye düşünmeyenler, bilip bilmeden delile bilgiye belgeye bakmadan ahkam kesenler, şimdi bekleyelim bakalım diyor. Bekleyin o zaman. Bekleyin bakalım.
Beklerken şunu aklınızda tutun bi zahmet: Tezgahta unutulmuş domates gibisiniz, güneşli bi memleket sabahında açıkta bırakılmış kıyma gibisiniz, çorap teki canavarının bile tenezzül etmeyeceği çoraplar gibisiniz.
Kokuyorsunuz lan. Vitrine attığınız vicdanınız da kokuyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder