Mesleğimiz son 30 yılda hayli yol katetti. Ancak yine de bazı tek tip ya da yanlış algılamalar söz konusu… Buradan hareketle NEFİS’in ikinci sayısında, diyetisyenin kimliği üzerinde durmak istiyorum. Türkiye Diyetisyenler Derneği’nce yapılan “diyetisyenlik” tanımından yola çıkacağım.
Diyetisyen;
- Beslenme biliminin ilkeleri doğrultusunda bireysel ve toplu beslenme plan ve programları oluşturur. Bunu; bireyin büyümesi, gelişmesi, sağlığının ömür boyu korunması ve yaşam kalitesinin artırılması için yapar.
- Besinlerden ve beslenme biçiminden kaynaklanan sağlık sorunlarını araştırır, değerlendirir, çözüm yolları bulur; var olan besin kaynaklarının ekonomi ve sağlık kurallarına uygun olarak kullanılmasını sağlar.
- Besin denetimi yapar; fizyolojik, psikolojik, sosyolojik olarak sağlıklı yaşam biçimlerinin benimsenmesi amacıyla bireyi ve toplumu bilgilendirir, bilinçlendirir.
- Doğuştan ya da sonradan oluşan hastalıklarda tıbbi ve cerrahi tedavilere uygun, doğal ve tedavi edici besinlerin bileşimlerine göre beslenme programı uygular; bunun eğitimini verir, uygulama sonuçlarının takipçisi olur.
Diyetisyen, sağlıkla ilgili herhangi bir yüksek öğretim kurumunun en az 4 yıllık (bir yıl hazırlık ile 5 yıl) “Beslenme ve Diyetetik” eğitim-öğretim programını tamamlar; “Beslenme ve Diyetetik Lisans Diploması” ile “Diyetisyen” unvanı alarak diyetisyenlik mesleğini yapmaya ve uygulamaya hak kazanır.
Ülkemizde 7 yıl öncesine kadar yalnızca Hacettepe Üniversitesi’nde Beslenme ve Diyetetik Bölümü varken, bugün Ankara, Başkent, Ege, Erciyes, Gazi, Haliç, İstanbul Bilim, Ondokuz Mayıs, Trakya, Yeditepe, Doğu Akdeniz ve Yakın Doğu Üniversiteleri de her yıl birçok mezun veriyor. Bu meslek grubu, ilk olarak 1961’de ILO (International Labour Organisation) tarafından yapılan meslek sınıflandırılmasında 0.69 kodu ile 1988’de ise 32.23 kodu ile standartlaştırılmıştır.
Diyetisyenler; Beslenme Bilimleri, Diyetetik Programı, Toplu Beslenme Sistemleri ve Toplum Beslenmesi ya da Klinik Diyetisyenlik, Halk Sağlığı Diyetisyenliği, Yönetici Diyetisyenliği, Eğitim ve Araştırma Diyetisyenliği Anabilim/Bilim dallarında bilim uzmanlığı ve doktora programlarına katılırlar.
Ancak, uzmanlık alanlarının bu denli çok ve çeşitli olmasına karşın daha çok obezite beslenmesinde görev alan kişi olarak tanınırlar. Bu da diyetisyeni, yalnızca bireyi zayıflatan biri konumuna yerleştirir. Oysa diyetisyen, yalnızca obetize odaklı tıbbi beslenme tedavisi yapmaz. Tip2 diyabet, Tip 1 diyabet, böbrek hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları, enteral-paranteral, kanser, kalp hastalıkları, hipertansiyon gibi hastalıklara yönelik beslenme tedavi uygular. Çocukluk, ergenlik, gebelik, emziklilik ve yaşlılık dönemlerine özgü ayrı ayrı beslenme programları düzenler. Sporcu beslenmesi bambaşka bir alandır. Anoreksiya nevroza ve blumia nevroza gibi hastalıklar da… Çalışan sayısı fazla olan büyük işletmelerde, toplu beslenme menüsü, yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme koşullarını bir arada bulundurması bakımından yine bir uzmanlık alanıdır. Menü düzenleme, besinlerin pişirilmesi ve saklanması, personele hijyen konusunda eğitim vermek, kurumsal beslenme danışmanlığının konusudur.
Diyetisyenlik, insanları zayıflatmak üzere veren bir kurum değildir. Bir diyetisyene herhangi bir nedenle gittiğinizde yapması gereken şudur: Herhangi bir fizyolojik sorununuz olup olmadığını saptamak için sizi öncelikle bir endokrinoloji uzmanına yönlendirmek. Tıbbi tahlillerinizi, aile ve hastalık geçmişiniz ışığında değerlendirmek. Beslenme alışkanlıklarınızı, psikolojik durumunuzu ve fiziksel aktivite programınızı tüm bu verilerle birlikte ele almak. Özetle diyetisyen, tıbbi beslenme tedavisi uygulayan kişidir.
info@kibem.com.tr ( sorularınızı hemen sorabilirsiniz)
Yakında Uzman diyetisyen Hatice Karslıoğlu ile süprizler gelecek...