MSC Splendida ile Batı Akdeniz gezimizin Roma durağındayız. Roma ve Vatikan'ı aynı gün gezdik, bu Roma bölümü...
Sabah yine erken kalkıp, gemide kahvaltımızı yaptıktan sonra Civitavecchia Limanı'nda bizi bekleyen otobüslere binip Roma'ya doğru hareket ettik. Bu sefer otobüste bizim Türk rehberlere ek olarak bir de İtalyan rehber vardı. Hava oldukça sıcaktı ve rehberimiz yorucu bir tur olacağı konusunda turu satın alma aşamasında uyarmıştı. Yürümekten yorulmadık ama sıcak gerçekten enerjimizi aldı. O gün ilk durduğumuz yerde birçok kişi yolda satılan bu Japon şemsiyelerinden aldı. Eşim, sana da alalım mı, deyince güldüm, ne gerek var, diye... Fakat yürümeye başladıkça güneş çok daha fazla rahatsız etti. Bir tane de ben aldım. Bu Japonlar işi biliyor gerçekten. Güneşte şemsiye kullanmak süper fikir. Bir elimde Malta'dan aldığım yelpazem, diğerinde Japon şemsiyem -yüküm ağır- Roma'yı gezmeye başladık :) İlk olarak Collesium'u görecektik. Otobüsler bizi Collesium'un karşısında biryerlerde bıraktı.
Karşıdan biraz fotoğraf çekip yakınına gitmek için metronun içinden yürüdük.
Atlı polisler
Biraz yürüyüp Collesium'a geldik. Çoğunluğu Japon turistlerin oluşturduğu bir kalabalık vardı..
Collesium'da 1 saate yakın vakit geçirip biraz daha yürüdük. Tekrar otobüslere binip, şehir merkezine geldik.
Bu güzel sokaklarda yürüyerek biraz şehri gezdik.
Dağı, taşı tarih olan bu şehirde o kadar çok fotoğraf çektik ki, bu arada kafamda sürekli, beni çok etkileyen Dan Brown'un Melekler ve Şeytanlar kitabının sayfaları karışıyordu. Kitabı oluşturan yerleri, mekanları canlı görmek çok güzel bir duygu.
Yürüyerek Pagan tapınağı olarak yapılan ve sonra Hristiyan kilisesine dönüştürülen büyüleyici Pantheon'a ulaştık. Gerçekten çok görkemli bir yapıt.
Kubbedeki delikten süzülen ışık aynı zamanda güneş saati vazifesi görüyormuş.
Çok şatafatlı olmasa da tarihten bugüne geliş hikayesiyle gerçekten önemli bir yer burası.
Pantheon girişinde sıcak ve yorgunluk molası...
Tekrar biraz daha yürüyerek hareketliliği ve canlılığıyla ünlü Navona Meydanı'na gidiyoruz.
Cafeleri, sokak ressamları, müzisyenleri ile burası gerçekten cıvıl cıvıl.
Roma çeşmeleriyle meşhur. Adım başı bir meydan ve ortasında bir çeşme görebilirsiniz. Ayrıca sadece Roma'da 900 kilise varmış. Hergün sokaklarında binlerce turistin gezdiği bir şehirde yaşamak o kadar kolay değildir sanırım.
Sırada ünlü Aşk Çeşmesi var. Gelenek olarak sırtımızı Aşk Çeşmesi'ne dönüp, dilek paralarımızı sağ elimizle sol omzumuzun üzerinden bu havuza atıyoruz.
Aşk Çeşmesi'nin hemen karşısındaki dondurmacıda Roma dondurması yiyip otobüse doğru tekrar yürüyoruz. Otobüslere binip Vatikan'a doğru ilerliyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder