31 Mayıs 2009 Pazar

0

ilgisiz ilgisiz ilgi

Epey zaman önce Mustafa Altıoklar'ın evine gitmiştik çekime. Bi kadın programı için röportaj yapmıştık güya. Evinde bir bilardo masası vardı, bi iki afili vuruş yaptı biz de dolgu olsun diye masanın her bi yanından çektik abiyi. O zamanlar bana çok yakışıklı geliyodu bu adam. Şimdi nereden aklıma geldi bilmiyorum ki.. En son bir fotoğrafını görmüştüm gazetenin birinde. Yaşlanmış lan sanki.

Kimsenin yerinde saydığı yok zaten.

Benim en kıdemli ve açık ara önde giden eski sevgilim napıyo acaba? Hayır durduk yere bu sinemacı abiyi hatırlamadım. Ben Ali'yi de çok yakşıklı buluyodum bi zamanlar. Evet be evet M.A'a beziyordu biraz. Onun da tipi kaymış mıdır acabağ? Aklıma gelen sevgilidir, diğeri bahane desem şu saatte kim yer?

Bu nasıl bir saçmalamaktır kuzum? Hiç utanmıorsuun? Kuzular yesin seni. Salak.

Şimdi bu dile yerleşmiş bir kalıp. Böyle "eski sevgili" denince herkes aynı şeyi anlıyor. Biriyle üç gün takılıp sonra yolda kaybediyorsun mesela, onun adı bile eski sevgili olabiliyor. Burada dumur vesilesi olan şey, o birinin eskimesi geride kalması falan değil, ne bok yemeye adına sevgili dendiği. Kolay mı lan sevgili olmak?

Nerden geldiyse aklıma..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top