18 Eylül 2009 Cuma

0

Kafayı yemiş olabilir miyim?

Dün gece bi ara mutfağa gittim. Mecburen gittim. Aslında hiç de yerimden kalkasım yoktu. Bilgisayar başında bir işle uğraşıyordum habire bi yerlere tıklayarak. Bir adet parmak marifetiyle habire tıklayıp durmak, nasıl da çoktan edinilmiş ve çoktan unutulmuş bir alışkanlık gibi geliyor di mi?

İşte ben o parmağımı yanıma alıp mutfağa gittim ve dolabı açtım bardak almak için. Sonra bi ara fark ettim ki, bardağı alamıyorum. Neden diye bardağa baktım, onda bi sorun yoktu, duruyordu işte olduğu yerde. Elime baktım sonra, boştu. Bardak orada elimin yakınında ama tutamıyor bardağı. Neden? çünkü o malum parmak bardağın üstüne tıklayıp duruyor.

Galiba şuurumu bilgisayara emanet edip gelmişim mutfağa. Hiç bu kadar kendimi kaybolmuş hissetmemiştim. Ve hiç bu kadar her şeye, ama her şeye yabancılaşmamıştım. Şuurumu çağırdım parmağıma bakarken. Ve, parmağa değil, işaret ettiği yere bakın türü her bi pozitif ezberi bilgisayar başına takasa göndererek. Alsın ezberlerimi, versin şuurumu. Bardağı almak için üzerine tıklayan birinden ne bekleyebilirsin ki? Anca gelir yazar yediği haltı tık tık.

Bu bir yabancılaşma hadisesi gibi duruyor. Yabancılaşma da bir tür çözüm gibi.
Peki çözüm bunun neresinde? Yabancılaşma neden bir tür çözüm olsun ki?
Karşısında kapı gibi iki seçenek daha varken hem de?

Seçeneğin biri: Dalgınlık.
Bildiğin gerçek aleme yabancı kalmak falan değil, öylesine bir dalgınlık. Herkesin, her yerde başına gelebilecek bi şey. Tabii kimse gidip bir bardak bi şey içecem diye tıklayıp durmuyor ama bunun sebebi neden vahim bir dalgınlık olmasın?

Diğer seçenek ise, tedavilik bi şey. Kabullenmek lazım önce, sonra bakılır bi hal çaresine. Terapi mi olur, çıkıp bi temiz hava almak mı olur, ne olur bilmiyorum. Ama kesinlikle yabancılık vs değil. Bildiğin tıralelli.

Ve diyelim ki, bu iki seçenek de yarı yolda gümledi gitti. Mundar oldu, telef oldu. Geriye tek çaren kaldı, o da, her bir şeye asıl ben seni hiç tanımayrum muamelesi yapmak: Her ama her şeye yabancılaşmak!
Özellikle o tıklanan bardağa ve parmağa. İkisini de tanımamak.
Takılsınlar kafalarına göre anasını satim, bana bi şey olmasın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top