Diğerlerinde yorumlarda şikayetinizi belirtip, çok çirkince de olsa karşıdan bir cevap geliyor da bu rss hırsızlarında duvarla konuşsanız daha iyi.
Bazısı bunu normal bir şeymiş gibi görüyor, uyardığınız zaman o kadar mahçup oluyor ki, siz daha çok üzülüyorsunuz ama en azından bir kültür hizmetinde bulunmuş oluyorsunuz. Bazısı da var yabancı sitelerde ne var ne yok toplayıp, link vermeyi bırakın, fotoğrafların üzerine bir de aslan gibi blog adını, logosunu falan basıyor. Nasıl bir cahilliktir. Hiç mi empati kurmaz insan... Benim takı fotoğraflarımla Gittigidiyor'da satış yapan biri vardı. Bu tür siteler çok duyarlı, anında üyeliğini iptal ettiler. Son zamanlar Pasaj' daki arkadaşlarımın başına da geldi aynısı. Aynı sanal dükkan çatısı altında bile yapmaya cesaretleri var düşünün.
Şahıs olanların bana genelde verdiği en kibar cevap. "Madem yayınlanmasını istemiyorsun, neden internete koyuyorsun?"
-Benim emek ettiğim, düşündüğüm, tasarladığım, yazdığım, yaptığım,çizdiğim birşeyi benim diye yayınlıyorsam benimdir ve beğenip canın yayınlamak istiyorsa, bir zahmet izin alır ya da link verir öyle yayınlarsın. Buna çok memnun bile olurum. Bu işin edebi,terbiyesi budur. Bu konuda çok ciddiyim, hassasım, elimden geleni yaptım-yaparım. Yapmak isteyene de mutlaka ve mutlaka yardımcı olurum.
Peki her iki hırsıza karşı ne yapacağız?
Son şikayetimde İngilizce'ydi. Türkçe' sini de yapmışlar. Çok ta iyi olmuş.
Tepkisiz kalmayın. Hatta ben bu linki buton olarak koyup blogumun baş köşesine yerleştirmeyi düşünüyorum.
Yazı için resim ararken sinerjik,org daki yazıyı gördüm. Okumanızı tavsiye ederim. Yazımdaki görsel de oradan...
Konu hakkındaki yasal haklarımızı öğrenmek isterseniz Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu okumanızı tavsiye ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder