29 Ağustos 2012 Çarşamba

0

Çift görme günlüğü

Her şeyin gözüme biricik göründüğü günleri özlemeye başladım..

Çift görme günlüğü, 1.ay: 

Sıcak Temmuz günlerinde göz sinirlerini arabanın klimasına yakın mesafeden teslim edip kendileriyle vedalaşalı bir ay kadar oldu.. hatta biraz geçti bile. Artık nasıl becerdiysem sinirleri felç etmeyi başarmışım. En azından şimdiye kadar konan en akla yakın teşhis bu. Geçen kış yine böyle bir nedenle (bu sefer suçlu klima değil, İstanbul'a yağan o güzelim kar ve benim "ayy noolur karda dolaşayım uzun uzuun yürüyeyim" isteğim) kısa bir süre çift görmüştüm. On güne kalmadan geçip gitmişti ve benim hafızamdan da çok lazımmış gibi tamamiyle silinmişti. Silinmeseymiş iyiymiş.. belki yediğim ayazı hatırlayıp klimayla arama anlamlı bir mesafe koyardım bi ihtimal. Ama kafa çoktan memleket genel belleğine uyum geliştirdiğinden kısa dönem görev yapıyor, hem de yetmezmiş gibi yarım gün.

Hatırlasam belki çektirdiğim MR'ı, beynimde kayda değer bi şeylerin bulunmadığını falan da hatırlardım. Aslına bakarsanız o MR macerası benim için heyecanlı bir bekleyişin sıkıcı bir hayal kırıklığına dönüşmesiyle son bulmuştu. İnsan beyninin ve damarlarının dilim dilim kesitini görünce, tarihte eşi benzeri bulunmayan bi şeyler çıkacağını ve sonuçlara bakan doktorların "Kahveperisi hanım, kırk yıllık nörologlarız yani yemin olsun sizinki gibi bir beyin ne gördük ne duyduk" demelerini bekliyor.

Haybeye iş..

Neyse işte, ortaya çıkan sonuç gayet normal, sıradan ve çift görmeye sebep olacak herhangi bir istenmeyen fazlalığın bulunmadığı bir beyin oldu. Buna da şükür. Hem o zaman sorun kısa sürede çözüldüğü için benim hayal kırıklığım da unutuldu gitti. Şimdi tekrar edince, hayal kırıklığım da dosyasından çıkıp geri döndü, birkaç doktor dolandı, yine aynı yorumu aldı oturdu yerine: Gayet normal! ÖF.

Ben şeye de razıydım aslında: Hani Her Otostopçunun Galaksi Rehberi'ndeki "Son derece normal yaratıklar" var ya, işte onlar gibi olayım isterdim. Başka hiçbir açıklama yapılamadığı için, idareten "son derece normal" olanlardan.

Nasip kısmet ve diğerleri..

Şimdi, geçecek elbet tedavisini uygulayıp bekliyorum. En son kortizonlu bir ilaç verdi doktorum, aman gram tuz alma dana gibi şişersin demeye getirdi. Ve galiba kortizon alıp da kilo veren tek insan evladı olarak tarihe geçtim. Artık nasıl gözümü korkutmuşsa, tuzu şekeri unu vs.. ne varsa kesip rahatladım.

Yazmak da okumak da zor oluyor ve lakin kıytırıktan bi çift görüyorum diye bunlardan vazgeçecek değilim. Zaten en son çare, eğer bu durum kalıcı olursa gözlük takarak hal yoluna gitmekmiş. Zerre sorun değil, takarım nolaacak.

Harfler birbirine karışıyor, yanlış yazıyorum ama bu da sorun değil, düzeltirim bir daha üstünden geçip. Eh işte biraz canım sıkılıyor ama bunu da boşver. Acısız ağrısız aldığım her soluğa şükrediyorum. Gündemden uzak kaldım biraz, e ama iyi oldu, ruh sağlığım düzelecek gibi.

Velhasıl, bu da böyle bir günlük olsun. Benden haberler, kimseleri ilgilendirmeyen, son derece gereksiz ve son derece normal haberler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top