Bu aralar Kuzey'de herşeyin adını kısaltma eğilimi var. Anlıyoruz diye kendini fazla yormak istemiyor herhalde.
"şeker" oldu "şek"
"süt" oldu "üt"
en vahimi
"büyükbaba" oldu "büyük"
aklınıza ne gelirse kısaltılıyor.
Dün sabah sevgili oğlum kalmış, Annanesi kahvaltısını hazırlamış. Ona "ok (yok)" buna "ok"... iyi, ne yiyeceksin? (artık kahvaltısına kendi karar verdiği için, paşam) diye soruyor, annanesi. "süt" diyor, tamam. Buraya kadar sorun yok. Annanesi bardağına koyuyor "ok, annane". Annanesi "biberonla mı istiyorsun, biberona mı koyalım sütünü"
yok allah yok
Sonradan anlıyor ki, bizim "sütlaç" olmuş "süt"
hazır da yok ama... hemen sütlaç yapılıyor paşaya.
Benim oğlum cici boğaz, kime çektiyse ;)
Benim de nazıma bu kadar oynansa, ben neler isterim neler...
Bir fasıl yeniyor sütlaç, bu da akşam ki keyif anları...
Bu hallerini görende yiyen bir çocuk sanacak, ona tatlı olsun...
sabah akşam, sütlaç yesin...
benimle zaten birşey yemiyor da, ne yerse annanesiyle...
Diğer çalışan annelerde aynı sıkıntıyı yaşıyor mu bilemiyorum.
sütlaç yemek çok ciddi bir iş ;)
oh, oh, oh... annanesi de pek güzel yaparmış...
benim oğlum da tadını çıkartıyor.
bari, sütlaç yerken rahat bırak anne, elinde fotoğraf makinası, üffff ya!!!
seninle başa çıkmam mümkün değil, tepemdesin sürekli...
sen ve makinan bile bana engel olamayacaksınız bana
keyfini çıkartacağım işte...
kurtuluş yok senden, poz vereyim bari...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder