18 Mart 2012 Pazar

0

Mutluluk üzerine


Bazen içimden böyle yazılar yazmak gelir. Aynadan bakınca kendime, kendimi beğendiğim günler olur bazen, yansımamın bile beni beğendiği günler. Aslında hep yalnızsak bile hiç yalnız olmadığımı düşündüğüm günler olur.

Bazen aldığım yeni ayakkabının aslında o kadar da yeni olmadığını düşünürüm, kim bilir kaç kişi daha aynı ayakkabılarla yürümektedir yollarda. Ama o ayakkabıya kendi adımlarımı kattığımı bilmek güven verir. Hiç düşünmeden yaptıklarım üstüne, günler geçiririm. Boş konuşma baloncukları dolu, boşa geçen saatler dolu günler. İçimi heyecan kaplar bu günlerden sonra genelde. Sanki yeniden sevmeyi öğrenmişim gibi. Sanki her şeyi yeni keşfetmişim gibi. Sanki yazdıklarımı bile okuyamayacak kadar hızlıymış beynim gibi. Olmadığım insanlar gibi hissederim kendimi hepsinde payım vardır çünkü böyle günlerde. Bütünleşirim. Sessizce şarkılar söylerim. Bana katılırlar. Evimi temizlerim, tezgahta yeni içtiğim kahvenin bardağı bile kalmaz. Sanki hayat az sonra tüm çılgınlıklarıyla başlayacakmış da son saniyenin tadını çıkarıyormuşuz gibi.

Bazen kendimden korkmama gerek kalmaz işte. Kendi düşüncelerimi duymama, unuttuklarımı hatırlamaya, sırlarımı saklamaya, bildiklerimi uygulamaya... Bazen nefes almaktan başka bir şeye gerek kalmaz.

Bazen aradığım her ne ise, beklentilerim, amaçlarım, hayallerim hepsi tam önümde dururlar. Ne sonrayı beklerler harekete geçmem için, ne çoktan geçmiş olurlar. 'Tam şimdi' olur isteklerim. Hiç kimseye bağlanmadan, hiç bir zorluk çıkarmadan.

Bazen ben gerçek ben olurum.
Korkusuz.
Herkesin olabileceği ama olmaktan korktuğu gibi.

Mutlu olurum böyle günlerde.
Mutlu pazarlar hepinize.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top