Annemin yeni special yemeği "Sıpa Çorbası"...
Yapılışına gelince;
Fotoğrafta görüldüğü üzere öncelikle bir sıpaya gereksim var.
Pazar Günü oğlumun yine "yememe" günüydü.
Aslında Kuzey yemeyen bir çocuk değil "benimle" yemeyen bir çocuk...
Annanesiyle gayet güzel yiyor ;)
Daha önce bahsetmiştim, "Yer mi, Yemez mi?"
Evde kahvaltı ettiremedim.
Biz Pazar kahvaltılarında Annemlerde toplanırız.
Oraya gittik.
Paşa bizimle de kahvaltı yapmadı.
Annanesi soruyor "oğlum ne yiyeceksin?"
Bizim ki "çorba", iyi tamam...
Annanesi soruyor "hangi çorbadan yapıyım sana"...
Bizim ki Paşa ya!
Hareketlere bakın ergenlik çağında ki çocuklar gibi...
Bu yaşlarda "erken ergenlik" denilen bir dönem varmış,
çocuğun kendini ve çevresini anlamlandırdığı (!)
Ben de ona "Bebek Ergen" diyorum.
Neyse Annane sayıyor çorbaları "Tarhana, Sütlü Tarhana, Mercimek, Şehriye..."
Cevaplar "ismem (Türkçe meali "istemem"), yemem"
En sonunda Annem "Sıpa Çorbası, ister misin?"diye sordu.
Bizim Paşa bir anda hareketlendi "edet (evet) annane", diye...
Annem ne yapacak diye merakla izliyorum.
Gel birlikte yapalım, dedi. Güzelce tenceresini çıkardı.
Bu arada da konuşuyor...
"Bu çorbayı yapmak için öncelikle bir sıpaya ihtiyacımız var.
Şöyle yapacağız, böyle yapacağız..."
Benim ki bilmiş tavırlarla "edet anane"
Kuzey'i kucakladı "işte benim sıpam", diye.
Tencerenin üzerine otutturdu.
Espiriyi anlayan minik sıpam buna nasıl gülüyor, nasıl mutlu oldu, anlatamam.
Akıllı kadın olmak böyle bir şey demek ki...
Ben kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
Sonuç olarak çorbasını tencerenin üzerine oturarak, hikayeler dinleyerek yedi.
Ben şanslı azınlıktanım, diyorum.
Oğluma annanesi bakıyor ve birlikte olmaktan müthiş keyif alıyor her ikiside...
Annemin bu doğaçlamalarında çok "sıpa" büyütmenin de katkısı vardır, sanırım (!)
Sevgiyle kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder