30 Nisan 2013 Salı

0

Çanak çömlek patladı!


Dünya tarihini değiştiren çanak çömlekler..


"Çanak çömlek patladı!" derdik kurduğumuz oyunlar bozulunca. Çocukluk güzel şey, başka bi şey. O çanak çömlek patlayınca sanki dünya mı duruyordu? Hayır, bir daha kuruyorduk oyunları, bir daha başlıyorduk her şeye, bir daha bir daha. Taa ki anneler cama çerçeveye dayanıp eve çağırana kadar.

Benim çocukluğum Yenikapı'da geçti. Hani şu tarih değiştiren çanak çömleklerin bulunduğu yerde. Sokağımızda eski ahşap evler vardı, en eski diye tarihi diye onları bilirdik. Sokağın bir ucu denize açılırdı, diğer ucunda bu ahşap evler bir bir yıkılır, yerlerine betonarme apartmanlar dikilirdi.

Bunlardan birinde de biz yaşardık. Evimiz o kadar yeniydi ki, tam karşısındaki eski evden utanırdım. Yakışmıyor bu eski ev buraya ne işi var burada! derdim. Çocuktum. Sanıyordum ki her zaman yeni olan iyidir. Eskiyen şeyler eskiciye verilir, karşılığında mandal alınır.

Ahşap evlerin bir bir eskicilere verildiğini görerek geçti çocukluğum. Her birinin yerine yepyeni apartmanları diktiler. Sokağımız yeni oldu, parladı, taşlı yolları bile asfaltlandı. Çok sevindim, biraz büyüdüm, sonra bir gün o sokaktan taşındık. Geride artık bir ucu denize çıkmayan bir sokak bıraktım. Yolun yönü değişmiş meğer biz büyürken. Sahile binalar yapılmış.

Yenikapı'da bulunan çanak çömlekleri ilk duyduğumda, çocukluğumun geçtiği semtin bu kadar eski bir yerleşim tarihi olduğunu ilk öğrendiğimde, kalktım gittim o sokağın bir ucuna. Sokak denizi çoktan unutmuş. Kıyısında çakıl taşları topladığım deniz, kaybolduğum sahil (bir de yeşil pelerinim vardı) hepsi yok olmuş. O yeni ev de yıkılmış, yerine otel yapılmış.

Ama olsun, şimdi Yenikapı'da dünya tarihini yeniden yazacak kadar eski kalıntılar bulunduğunu biliyorum ya, eski çok eski, bizim ahşap evlerden bile eski medeniyetlerin kalıntıları olduğunu biliyorum ya, dünyalar benim oluyor sanki. Her okuduğumda, her duyduğumda heyecanlanıyorum. Hakikaten çok heyecanlanıyorum, büyülü geliyor bana, olağanüstü geliyor, anlatacak kelime bulamıyorum. Belki de çocukluğumda eski bunlar diye küstürdüğüm ahşap evler aklıma geldiği için, hatalı olduğumu sanki marifetmiş gibi kazık kadar olduğumda anladığım için, daha bi merakla takip ediyorum çıkan haberleri.

"Çanak çömlek" deyip geçmemek lazım, bunu da biliyorum. Bilmeyenlerin haline üzülüyorum. Ve galiba ben, ilk defa, bu güç sahibi insanlar için gerçekten üzülüyorum. Arada bir o eski sokağıma dönüp, o eski bahçemin iki ağacının dalları arasına saklanıp ebenin "çanak çömlek patladı!" diye bağırmasını bekliyorum, o sesi alıp bugüne getirmek için. O çocukların sesiyle şimdinin bilmez anlamaz güçlerine "çanak çömlek patladı, çıkın saklandığınız yerlerden" demek için.

Şunu da eklemek istiyorum, ellerimle gözlerimi kapatıp yüze kadar sayarken: "Bulunan kalıntıların, bulunan ayak izlerinin, çanağın çömleğin eğer bi taraflarına AVM yapabilecek haliniz olsaydı, bu kadar hakir görmezdiniz ortaya çıkanları.. ama ne yazık ki on bin yıllık ayak izleri bile anlatamıyor sizlere, şu mala mülke tüketime adanmış ömürlerin geçiciliğini. Önüm arkan sağım solum sobe!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top