12 Eylül 2010 Pazar

0

New York FNO'da neler oldu? - PART 1

Herşey nasıl başladı, daha doğrusu bu gece nasıl başladı :) öncelikle şunu söylemeliyim bu gece dünyanın farklı şehirlerinde, farkı tarihlerinde kutlanan bir gece. Ama her ne kadar Kıvanç Tatlıtuğ Mavi reklamlarında "Modanın merkezi İstanbul" desede New York bu geceyle farkını bir kez daha ortaya koydu ve modanın gerçek merkezi olduğunu kanıtladı..

Herkes haftalar, hatta aylar öncesinden bu gece nereye gideceğine, nerelerde hangi hediyeler verileceğine kadar ezbere biliyordu. O kadar çok mağaza ve organizasyon vardiki biz arkadaş grubumuz olarak nereye gideceğimizi şaşırdık. Ama hepimiz farklı yerlere ayrıldık ve birbirimize olduğumuz yerlerden haberler verdik, yani küçük bi ekip halinde çok organize çalıştık :) Hikayeme önce size sokakların ve insanların mağazaların önünde ki kalabalığını, saatlerce durmaksızın bekleyişini gösteren bir fotoğrafla başlamak istedim. 
Bu resimde gördüğünüz kadın ise vintage bir mağazanın önünde insanları karşılıyordu. Paylaşmadan edemedim :) 
Şimdi diyeceksiniz ki bunlar ne :) Bu gördüğünüz Perrier soda markasının FNO gecesi için hazırladığı süpriz. Sokaktan geçerken bir anda baktık ki kendimizi görüyoruz kameradan :). Deneyelim dedik nedir bu diye. Bir resim çıkıyor karşınıza, çıkan resimdeki Perrier şişesine dokunuyorsunuz sizin fotoğrafınızı çekiyor. Ama çekilen fotoğraf sanki mumdan yapılmış gibi duruyor. Evet o resimde sağda gördüğünüz burnu kaymış bi şekilde duran benim :) Sonrada telefon numaranızı giriyorsunuz ve size resmi mesaj atıyorlar. Gecenin en güzel fikirlerinden biriydi bence. 
Ve tabiiki gecenin en fark yaratani her zaman olduğu gibi Chanel'di. Her mağazasanin vitrini ayrı bir konseptle süslenmişti ve çoğu magazayla karşılaştırdığımda muhteşem güzeldi. Bu gördüğünüz Chanel'in Soho mevkiinde açtığı yeni mağazasının vitrinleri. İnsanlar bir sokak boyunca kuyruk halinde mağazayı gezmeyi bekliyolardi, bana ise sadece bu vitrinleri görmek yetti..
Bu resimlerde diğer Chanel mağazalarının vitrinleri.. 
Ve Chanel dışında hayran kaldığım diğer vitrinler ise Miu Miu, Roberto Cavalli ve Barneys oldu. Özellikle Roberto Cavalli'nin bu kışın trendi olan leoparı vitrine koyduğu sandalyelerin kumaşı olarak kullanması ve Barneysdeki hayran kalinasi Christian Louboutin ayakkabıların duruşu çok hoştu. 
Dolce&Gabbana'nin çılgın mankenleri, üzerlerinde Naomi Campbell için özel hazırlanmış t-shirtlerle..
Ve birde canlı vitrinler vardı. Evet, canlı vitrinler :) Her vitrinde ayrı bir show vardı. Kimisinde akrobasi, kimisinde dans, kimisinde ise piyano çalan.. Bu gördükleriniz bütün canlı vitrinlerden cektiklerim. Böyle bir gecede bu kadar çok mağaza rekabet içindeyken güzel bir showla insanların ilgisini önce vitrine daha sonrada markaya çekmek, harika bir fikir olmuş bence..
Fark ettim ki anlatacak çok şey var, hepsini bir kerede anlatmaktansa sindire sindire yavaş yavaş anlatayım dedim :) Yarın sokaklarda ki çılgın kıyafetler, Naomi Campbell'in muhteşem showu, Missoni ve Herve Leger'in ilginç organizasyonları burada olacak. FNO heyecanı devam ediyor.. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top