19 Ocak 2012 Perşembe

0

Hayal ettiğiniz yerlere gelmiş bir tasarımcı karşınızda: Begüm Salihoğlu!


İşte böyle çaldım Begüm Salihoğlu'nun kapısını.. Onun adını ben de sizler gibi Azra Akın'ın Yok Böyle Dans' da giydiği elbiseler sayesinde duyar oldum. Merak ettim, kim acaba bu tasarımcı diye, mail attım, şansımı denedim, acaba bloğum için röportaj yapar mı benimle diye? Hemen cevap verdiler, ve İstanbul'a ayak basar basmaz soluğu Bebek'te ki atölyesinde aldım. Meğer Begüm Salihoğlu'da benim gibi New York'ta moda eğitimi almış. İkimizin okulları birbirine rakip, kanlı bıçaklı :) Bunu duyunca kendimi ona daha yakın hissettim nedense. Bir de sizlerden tasarım hakkındaki soruları, sizin yerinize ona sordum. "Bu yola başlarken ne yapmalı?" dedim. Öğrendim herşeyi.. Keyifli, sıcak, bir o kadar tatlı bir röportaj gerçekleştirdik. Şimdi sizleri, daha fazla uzatmadan bu roportajla baş başa bırakıyorum.



Belki klişe bir başlangıç olacak ama en merak edilen şeylerden biri de bu. Ne zaman tasarımcı olmaya karar verdin? Parsons’da moda eğitimi aldığını biliyoruz, bunun sana nasıl bir katkısı oldu?

Begüm Salihoğlu: "Ben lisedeykende hep kreatif birşeyler yapmak istemiştim fakat çizim konusunda pek yeteneğim yoktu. Boston’a Uluslarararası Işletme okumaya gittim ama gitmeden kafamda mezun olduğumda Moda Pazarlama ya da o tarz birşeyler yapacağım diye düşünüyordum. Oraya gittikten sonra da aldığım eğitimin beni ifade etmediğine karar verdim. Bu yüzden seçmeli ders olarak çizim dersi aldım. Ve elime daha önce hayatımda çizim anlamında hiç kalem almamıştım. Dergiden bir figür çizmemizi istediler ben cizdim. Ve kirpiklerine kadar aynı cizmisim. Hocam dedi ki : “Nerede öğrendin böyle çizmeyi?” Ben de hayatımda ilk defa bugün çiziyorum dedim. Kadın inanamadı ☺ Ve bütün bu tesadüflerle birlikte tasarım okullarına başvurdum, çizim portfolyosu hazırladım. İstanbul’da 2 ay hızlandırılmış bir resim kursuna gittim ve portfolyomu okullara yolladım. New York Parsons’dan görüşmeye çağırdılar. Orada da portfolyomu görenler ilk defa çizim yaptığıma inanmadılar. Öyle başladı herşey ve sonra kabulum geldi. 4 sene orada okudum. 2009 başında kendi atolyemi ve işimi kurdum Tünel’de.



Yok Böyle Dans’ta Azra Akın senin tasarımlarını giyiyor ve her hafta tasarımların çok beğeniliyor. Türkiye’de ve Dünya’da giydirmek istediğin starlar kimler?

Begüm Salihoğlu: " Gywenth Paltrow çok sofistike bir kadın, çok sade ve çok fazla bir şeyler giymesine gerek yok. Benimde tarzım çok düz. Onun tarzı tam beni yansıtıyor. Zaten kendime ait bir tasarımcım yok. Bütün tasarımlarımı kendim yapıyorum.


Begüm Salihoğlu tasarımlarını nerelerde bulabiliriz? Kişiye özel dikim de yapıyorsun bildiğim kadarıyla..


Begüm Salihoğlu: " Özel dikim odaklı daha çok. Benim hazır giyim koleksiyonlarimda çok butik tarzı. Genelde hep tuvaletler, gelinlik, kokteyl elbisesi o tarz çalışıyoruz. Ama showrooma geldiklerinde hemen alacakları elbiselerde var.


Sence sosyal medya; örneğin bloglar ve Twitter gibi etkenler bir tasarımcının başarısında ne kadar önemli?


Begüm Salihoğlu: Facebook’da Fan Page kullanıyoruz, Twitter kullanıyoruz. Kesinlikle yararı oluyor ama çok daha profesyonel kullanmak gerekiyor tabii. Zaten bu konuda kurumsallaşmış yerlerde, sosyal medya için ayrı şirketlerle çalışılıyor. Online satış yapmak istiyorum ve Twitterı daha aktif kullanmak istiyorum. Örneğin; yeni bir koleksiyon oluyor görselini çekip hemen paylaşıyoruz. İnsanlar ona hemen erişebiliyorlar, kesinlikle bir yararı var. Kendi özel hayatını karıştırmadığın sürece bir zararı olduğunu düşünmüyorum.


Hatırladınız mı Azra Akın'ın giydiği bu elbiseyi? :)


Türkiye’de veya yurt dışında takip ettiğin bloglar/ twitter ünlüleri var mi?


Begüm Salihoğlu: Sosyal medyayı çok fazla takip ediyorum diyemeyeceğim malesef . Hiç vaktim olmuyor çünkü. Ama takip etseydim Lady Gaga’nın 1 milyon takipçisi varmış, o sayıda bir takipçim olsun çok isterdim ☺ Türkiye’de takip ettiğim bloglar arasında sen varsın, senin blogun çok güzel. Yabancı bloglar arasında The Sartoralist’e bakıyorum, Another Magazin’e bakıyorum, bir de Stumble’i takip ediyorum.



Genç bir tasarimcisin. Senin gibi olabilmek isteyen bir sürü genç var Türkiye’de. Onlara neler önerirsin?

Begüm Salihoğlu: Herkesin durumu olmayabilir belki böyle bir eğitim almaya ama her şey eğitim değil. Her şeyden önce bu yetenekle olan bir şey eğitim tabikide. Bir yerde önemli ama eğer yetenekleri varsa önce kendi içlerinde bu yeteneği görmeliler daha sonra da farklı yerlerde stajlara başlayıp deneyim kazanmalılar. “Ben hiç bir şey yapmayım, stajda yapmayım geliyim hemen tasarımcı olayım” , mantığı var malesef.

Begüm Salihoğlundan kaptıklarım :)
1. “Tasarımcı olmak için en önemli şey “Kalıp bilmek!”

2. “Yurt dışına gittiğimde çok fazla kumaş alıyorum. Benim bütün alışverişim kumaşlarım ☺”

3. Geometrik kıyafetler bana göre değil. O kıyafetler bana göre ev sahibi kıyafetleridir.”


Yabancı tasarımcıların koleksiyonlarını hazırlamadan önce hep ilham aldıkları bir şeyler olur. Senin “ilham kaynakların” neler?


Begüm Salihoğlu:” Hep değişiyor. Yeni koleksiyonumun temasını söylemeyim daha. ☺ Ben genelde hep ilham panoları hazırlarım kendime. Bir kadın figürü olur, onu giydirirsin hayalinde. Bir yer olur orada yaşar, evini hayal edersin, bir kadın yaratırsın kafanda. Ben ilk koleksiyonumda New York ve Paris’i karıştırmıştım. İkinci koleksiyonumda Ayşe Kucuroğlu benim ilham perimdi. O koleksiyonda tüllü tüllü kırpmalı etekler yapmıştım. O da “The Revolution of Snow White” adlı koleksiyonumdu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top