20 Mart 2013 Çarşamba

0

Demokrat biçmek


Ziraat mühendisi eniştem bahçesine karnabahar ekip ıspanak biçmişti. Babam yıllarca kafa buldu adamla. Ne ekersen onu biçersin amentüsünü "enişte beyinkiler hariç" diye dip not düşerek kullandık ailece. Enişte bey ise mevzuyu dalgınlık olarak açıkladı, başka ne olabilirdi ki? Hiç.

İnsan çocukluğunda yaşadıklarını öyle kolay kolay unutmuyor. Zaman geçtikçe hatırladıkları başka bir şeylere dönüşüyor, hatta dönüşürken, bazı zihin açıcı yan etkileri bile olabiliyor. Zihin hazır açılmışken bi tür tespit böceğine evriliyor.. ve "ne ekersen onu biçersin" sözü, mutlak gerçek bildirimi olmaktan çıkıyor.

Bir örnekle açıklayalım:

-- Dikkat: Genelleme içerir. --

Toplum olarak demokrat değiliz. Demokrasiyi belli zamanlarda gidip oy vermek olarak görüyoruz, bu işten anladığımız bu. Nasibimize düşen bu kadar bi şey. Çünkü ailede demokrasi görmedik. Bilmiyoruz, öğrenmedik.

Okuyup iki adım öne geçenler, teoride desen zehir gibi pratik dersen sallanmakta eşiğine kurulup oturdu. İki arada bir derede kaldı, az daha entel olanı bu hali "araftayız" diye süsleyip bezedi. Oysa ki sadece eşikteydi.

Seçimden seçime oy kullananların keyfine diyecek yoktu, ki bunların çok önemli bir bölümü ailelerinde asla ama asla oy kullanmamışlardı. Kendilerini doğrudan ilgilendiren kararlarda bile söz hakları olmamıştı. Babalar bu işler içindi, hatta büyükbabalar. Emir almaya alışanların emir verecekleri günü beklemeleriyle geçen süreye hayat diyorlardı ama bazen o günün hiç gelmediği de oluyordu. Durum buyken, koskoca memleketi kimlerin yöneteceğine karar vermek için fikirlerinin sorulması büyük bir olaydı. Demokrasi işte tam olarak buydu, başka da bi şey değildi.

Çocuğuna söz hakkı tanı? Hayır! Onu dinle? Hayır! Kız çocuk - erkek çocuk ayrımı yapma? Yok daha da neler! Karına söz hakkı tanısan peki? De get!

Evde hayır, okulda hayır.. hele bir de okul bahçelerinde çocukları asker gibi sıraya dizip emir komuta zincirini hayata dair en önemli bilgi olarak kafalarına kazındın mı, ekim işi tamam demektir.

Malum sonuç: Ektiğimizi biçtik, demokrat değiliz. Olmamız mümkün değil. O yüzden partilerimizde vekil adaylarını parti başkanı tek tek belirliyor, o yüzden lider de lider diye tutturmuşuz, o yüzden fikir üretemiyoruz, yaratıcı değiliz, sorgulayıcı değiliz.. gücü olana, güçlü olana tabiyiz.

Elimize bir parça güç geçtiğinde, efendilere dönüşüyoruz.

Eğlenceli sonuç: Enişte bey çözümü. Tohumlar karışmış meğer dalgınlıktan. Öyle olmalı? Toplum olarak şu güne kadar helak olmadıysak araya başka tohumlar karışmış olmalı.. ve onların hatrına dönüyor olmalı dünya, bizim için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top