16 Mart 2013 Cumartesi

0

Laik tepki değil, nefsi müdafaa


Sizlere bi itirafta bulunmak istiyorum: Türbanı bir siyasi hareketin, bir zihniyetin simgesi haline ben getirmedim.

"Velev ki siyasi simge" diye, ben demedim.

Ancak  bu simgeyi masal kitaplarında (çakma ya da orijinal) görünce ben tepki verdim. Benim gibi pek çok insan buna tepki verdi, tedirgin oldu ve "evet bunu da yapmışlardır" diye düşündü. "Yukarıda Allah var" diye evrim teorisini yasakladılar daha yeni, yani, neden olmasın? Evrimin emirle nasıl yasaklanacağı hakkında en ufak bir fikrim yok. Bakan yasak diyorsa yasak.

Dünya'nın başka bir yerinde evrenin nasıl oluştuğu anlaşılmaya çalışılırken, biz bilimi yasaklama derdindeyiz. Kadınları, beşer beşer çocuk doğursunlar diye evlere kapatma derdindeyiz. Örnek çok, ve sayabileceğim her örnek zaten herkesin malumu.

Bunları düşünen ve uygulayan bir zihniyet, bir güç, bir iktidar var ve onların da kendilerine bayrak diye, simge diye seçtikleri bir örtü var: Başörtüsü ya da türban.

Evet, simgenizi bir imza gibi görünce tepki veriyoruz. Tepki örtüye değil, simgesi olduğu zihniyete. Kadını eve kapatan, bedeni üzerindeki haklarına el koyan, kaç çocuk doğuracağına, hatta bunları nasıl doğurması gerektiğine bile karışan zihniyete.

Evet tepki veriyoruz. Bu tepkinin adı "laik tepki" değil, nefsi müdafaa.

Şimdi bunun için özür mü bekliyorsunuz?



"Sizin alınız al inandım 
Morunuz mor inandım
Tanrınız büyük âmenna
Şiiriniz adamakıllı şiir
Dumanı da caba
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız"  (Turgut Uyar)



Herhangi bi sonu yok bu yazının. Aslında şiirin de başı sonu yok. Şimdi bunun için özür mü bekliyorsunuz diye yazarken Sezen Aksu'nun sesiyle kafamda dolanıp durmaya başladı. Dengemizi bozmayınız. Hem sizin adınız ne? Tanrınız büyük âmenna.. alınız al morunuz mor. Ama sizin adınız ne..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top