29 Temmuz 2012 Pazar

0

"Bilimkurgu seven nine" olacağım

Bilimkurgudan pek hoşlanmıyoruz değil mi? Yazmıyoruz, çekmiyoruz, okumuyoruz, izlemiyoruz. Merakımız, isteğimiz veya talebimiz yok. Çocukça buluyoruz belki, kim bilir? Belki de büyümüşlüğümüze, yaşımıza başımıza, ciddiyetimize yakıştıramıyoruz. Bilime ve bilim insanlarına saygı duyup değer versek de, koskoca adamların ve kadınların ‘bilimkurgu gibi boş işlerle’ uğraşmasına bir anlam veremiyoruz. Hatta galiba biraz da küçümsüyoruz.

Geleceği düşünüyoruz, ama sanki düşüncelerimizin menzili ömürlerimizle sınırlı. Sonrası için aklımıza sadece “öbür dünya” geliyor.. ve sanki, düşlerimiz kayıp, öbür dünyamız çoktan kurgulanmış. Hayallerimiz bir bilinmeze havale.

Oysa her şey bir hayalle başlıyor..

Uçan halı hayaliyle taktığımız kanatlar taşıyor şimdi bizi. Yıldızlar hâlâ çok uzak ama tüm denizlerin altı bizim. Kristal küreler, büyülü aynalar ve hatta sihirli değnekler bile bizim.

Kurgu olmadan bilimin olabileceğini hiç düşünmedim. Hayal edilebilen her şeyin, önünde sonunda gerçekleşeceğine inandım. Yeter ki hayal kurabilelim, yeter ki düşlerimize zincir vurulmasın. Çocuklarımızın hayal gücü daha yolun başındayken sindirilip, susturulmasın. Merak duyguları ezberlerin, ayıpların ya da günahların insafına bırakılıp yok edilmesin.

Zaman geçecek (umarım) ve bir gün, “bilimkurgu seven nine” olacağım. Benim hayallerimi torunlarım yaşarken, onlara geçmişten gelen öyküler okuyacağım. Gülecekler bana muhtemelen, olsun varsın, gülsünler.. hiç gocunmayacağım, hiç kırılmayacak hevesim.

"... Dün akşam yine küçük torunu bana bıraktı anası babası. Yörünge tiyatrosu izlemeye gideceklermiş. ‘E ne oldu dadı robotunuza?’ dedim, ‘sen söyle’ diye annesi ufaklığı öne sürdü. Torun da gözler yerde açıklama yaptı ‘bozdum ben onu’ diye. Sonra babası oğlunu savundu: ‘Seninle kalmak istedi, robottan sıkılmış.’ 


‘Neden sıkıldın evladım?" dedim, "eski hikayeler anlatamıyor ki" dedi. 


Meğer mesele, benim fırsat buldukça verdiğim "Asimov büyük adamdı, tee o zamanlar şu günümüzü görmüş" konulu vaazlarımmış. Çocuk Asimov'u bir tür peygamber sanmadan bi’ son vermem lazım bu işe, ama ben de kendime sahip olamıyorum ki be kardeşim! Hele o dadı robot aklıma geldiğinde iyice çeneme vuruyor rahmetli..." 

Onlara elimden geldiğince, dilim döndüğünce hayal gücünün nelere kadir olduğunu anlatmaya çalışacağım. “Bugün ne icat çıkardınız?” diye soracağım misal, tüm “icat çıkarma başımıza!” tembihlerine inat.

Gelecek de bir gün gelecek notu: G.O.R.A.’yı es geçmiyorum ama bir “Dünyayı Kurtaran Adam” gerçeğimiz var. ‘Bizde bilimkurgu yok sanki?” hakkında bir şeyler söylerken bu filmi anmadan geçmek olmazdı. İzleyin, izlettirin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top