Doğru düzgün izlenmediği için yayından kalkan çok dizi oldu. Zaten başka bir nedene de gerek yoktu: İzlenmiyorsan, güle güle.
Ancak son zamanlarda diziler başka başka nedenlerden gider oldu. Misal, ortam değişti diye.. ya da ortalamanın ahlakı, küfür duyunca, içki görünce bozulur mundar olur diye. Ecdadımız öyle değildi böyleydi diye, vs vs. Dizilerin illa yayından kalkması da gerekmiyordu, işin aslı, kendini zemine ve zamana uydurmayı başaranlar hayatına devam etti.
İşte bu noktada ben de durumdan vazife çıkardım ve yaz sezonu olsun, güz sezonu olsun artık nasıl değerlendirilir bilemem, bazı 'kalıcı' dizi önerilerinde bulunayım dedim. Bi tür vatan millet hizmeti. Hem zaten çocukken bana büyüyünce ne olmak istiyorsun diye sorduklarında, zerre tereddüt etmeden "toplum mühendisi olcam ben" derdim. Evet.
Sonuç olarak bu tv dizilerinin insanlık alemi için çok faideli mühendislik alet edavatı olduğu düşünülürse, sanırım sunacağım öneriler daha bi değer kazanacak, ben de çocukluk hayalime merhaba demiş olacağım.
İlk önerim bir aksiyon dizisi olacak. Dizi adı olarak "Metronun Namusu" uygun olur kanaatindeyim. Çoluk çocuk ailece keyifle mutlulukla ve heyecanla takip edilecek bu dizinin konusu; şehrin metro istasyonlarında faaliyet gösteren 'ahlaksızlığı topluma yayma örgütü'nü çökertmek isteyen ahlak abidesi ve fevkalade hassas kahraman gençlerin maceraları olarak özetlenebilir. Dizide ayrıca bu gençlerin birbirleriyle olan saygı ve sevgiye dayalı mükemmel arkadaşlık ilişkileri, satır bıçak sallama kullanma teknikleri, aile din iman vatan millet ille de ahlakımız kavramına olan bağlılıkları vs. işlenebilir. İlerleyen bölümlerde heyecan tavanlara zıplasın diye, gençlerimizden biri bu ahlaksız takımından bir kıza aşık olur, kızı ar edep ahlak çerçevesinde doğru yola çeker falan filan. Dizinin sloganı: "Akıllı ol" olabilir. Müzik ise modernize edilmş mehter marşı ve özellikle, öpüşerek ahlaksızlığı topluma yayma girişiminde bulunan insanlar görününce derinden yükselen tekbir sesleri. Bunu modernleştirmeye gerek yok, doğal hali dizinin topluma vermek istediği mesaj için daha uygun bir zemin oluşturur.
İkinci önerim tam bir aile dizisi. Çok eski bir müzikal olan Yedi Kardeşe Yedi Gelin'den esinlenerek yola çıkıyoruz ve geniş aile sahibi olmayı özendiren bir dizi elde ediyoruz. Amacımız gençlerimizi bir an önce başgöz olmaya teşvik etmek. Evlilik çok şahane bir şey ama iş burada bitmiyor diye alttan alttan mesaj vermek ve en önemli mesajı dizinin her bölümüne itinayla yaymak: Çoğalın! Ancak tabii, filmin orijinalinde bunlar sürekli şarkılar söyleyip dans ediyorlar, bu bize uymaz. Bizim dizide genel ahlakımıza uymayan bir şey olmayacak. Hatta kadını ve erkeği potansiyel manyak olarak kabul eden ne kadar şahane geleneğimiz göreneğimiz adet töre vs ne varsa.. hepsi her bölüm tekrarlana tekrarlana yeni nesillerin de kafasına kazınacak. Güzel olacağını düşünüyorum. Beş çocuk doğurmaktan başka hayali olmayan kızlar kolay yetişmeyecek çünkü, dizi mizi bi yerden başlamak lazım.
Üçüncü önerim tarihi dizi. Muhteşem Yüzyıl'ın İstanbul'un fethiyle başlayan Fatih Sultan zamanına uyarlanması. Ancak bu dizide harem olmayacak. Mümkünse kadın da olmayacak. Yani mecbur kalınırsa nur yüzlü analar bacılar olabilir ama öyle ecdadımızı harem müptelası gibi gösteren yalan yanlış şeyler olmayacak. Ve asıl önemlisi, dizimiz bugünün İstanbul'u ile paralel ilerleyecek. Fetih olayının ne mübarek bir iş olduğu, aradan yüzyıllar da geçse asla hız kesmediği ve yeni nesiller tarafından azimle uygulanmaya devam edildiği gurur verici bir kurguyla anlatılacak. "İstanbul'un fethi bitmedi, devam ediyor hamdolsun!" diye bir slogan düşünülebilir. Dizi AVM'lerde çeklirse sonuç mükemmel olur, benden söylemesi.
Dördüncü önerim ise bir dönem dizisi. 28 Şubat dönemini elde mendil izletecek bir dizi bence pek yerinde bir seçim olur. Dizi temasının mağdur-mazlum-muhafazakar olarak belirlenmesi makul olur gibi duruyor. Mesajımız ise 'dinine kinine sahip çıkan nesiller iyidir hoştur' gibi bi şey olabilir. Siyasi yanı ağır basacağı için benim önerim, misal bir Bülent Arınç gibi içli dönem insanlarının bazı bölümlerde konuk olması. Yarı belgesel havasında çekilebilir bu dizi. Ama elbette zaman ve zemin şartları gereği, mağdurun muktedir, mazlumun zalim olmaya doğru geçirdiği hızlı evrim, evrim falan yok yasakladık biz onu yasası gereğince gözardı edilecek, yok kabul edilecek. Gideri var bence. Hem bu dizi sayesinde yeşil sosyetenin yaşam tarzı, kılık kıyafetleri, moda anlayışları da izleyiciyle buluşur, olmam demez olur bence.
Genel olarak şunu söyleyebilirim ki, bu dizilerde asıl önemli olan şey hiçbir surette içkinin olmaması, afedersiniz elele tutuşmanın bile olmaması, o şahane genel ahlakımıza uygun, devletine hükümetine polisine ve enn önemlisii milletinee saygılıı diziler olması.
Ya peki çocuklar? notu: Çocuk programları, dizileri, oyunları, bunlar çok önemli işler, o bakımdan ayrıca incelemek gerekir. Bilahare önerilerim olabilir, takipte kalınız lütfen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder