14 Mayıs 2013 Salı

0

Yılmaz Özdil künefe tarif etmiş, denediniz mi?




Yılmaz Özdil künefe tarif etmiş, denediniz mi? Benim biraz geç haberim oldu, akşam akşam künefe yemek istemedim, pas geçtim ama merakımdan soruyorum: Hakikaten o tariften künefe yapıp, afiyetle yiyen olmuş mudur acaba?

Şunun için diyorum, yani bari yazı bir işe yarasaydı. Önemli bir gazetenin köşe yazarı, önemli olayların olduğu bir gün, herkes acaba ne yazmış nasıl bir yorum getirmiş olan bitene diye alıp okuyor köşesini.. ama sen tutup künefe tarifi yazıyorsun. Peki niye?: Çünkü yayın yasaklarını protesto ediyorsun. Künefe tarifi ile.

Yılmaz Özdil'i en son yine böyle çok sözü edilen bir yazısı sayesinde okumuştum. Kurmaya çalıştığım cümlenin abukluğunu lütfen fark etmeyin, hemen hangi yazı olduğunu söylüyorum: 6 Ocak 2012 tarihli "Sayın Kaçakçı" başlıklı yazısı. Yazıyı okudum, bir daha da Yılmaz Özdil okumadım. Yani burada "acaba ne yazmış Özdil?" diye insanlar merak ediyor derken, aslında "ben hariç" demem gerekirdi ama neyse işte şimdi söylemiş olayım. Merak etmedim, merakı bi yana bırakın aklımın ucundan bile geçmedi açıp okumak. Öyle silmişim kafadan. Sebep de şu sözünü ettiğim yazı. Bardağı taşıran o son damla..

Her neyse, bir okuyucu kaybetmek Yılmaz Özdil'e bir şey kaybettirmez, hem zaten malum bu zat "anlayana" yazarı. Ben anlamıyorum. Ayrıca şöyle bi durum da var: İstediğin kadar okuma görme ilgilenme, illa ki bir yerlerden karşına çıkıyor. İlla ki kendini yazısına verilen linki tıklarken buluyorsun.

İşte bu son yazısı da aynı filmin devamı. Künefe tarifi okudum ciddi ciddi.

Çok eskiden, 1960 darbesinden bir ay kadar önce ve Turan Emeksiz'in öldürülmesinden bir gün sonra, Çetin Altan köşesinde hiçbir şey yazmamış. Sadece büyük belirgin harflerle "Bugün canım yazı yazmak istemiyor" demiş, bırakmış.

Bana çok romantik, ne bileyim daha bi şiirsel ve çok daha akılda kalıcı gelmiştir bu tavır. Çetin Altan'ın darbe sonrası ne yazdığı vs vs hayır bunlar şimdi konuya dahil değil, ben sadece o günden, o yazıdan ve o tavırdan söz ediyorum.

Künefe tarifinden ise söz etmek bile istemiyorum, ancak etmem gerekiyor. Gerekiyor çünkü, şunu demek istiyorum nacizane: Künefe tarifi yazarak yayın yasağını protesto etmenizi anlayamadım. Nasıl bir tavır bu, ne anlatmaya çalıştınız, hayır hiçbir şey anlamadım. Demek boşuna sizin yazılarınızı insanlar paylaşırken "ANLAYANA!!1!" ibresini not diye düşmüyorlar başına sonuna.

Ben anlamıyorum sizi. O eşekli katılı yazınızı yazdığınız günde kaldım ben, bi gıdım ilerleyemedim. O yazıyı da anlayamamıştım, kafam almamıştı, içim kaldırmamıştı. Aslında o yazıdan sonra bu tatlı tarifi ne ki? Çok çok hafif bi iç kıyılması hissettirir insana, hepsi bu.

Eh ama işte yine de şuracığa bir not da ben düşmek istedim: 14 Mayıs 2013 tarihinde Yılmaz Özdil yayın yasağını protesto etmek için künefe tarifi yazdı. 

Anlayana?

Tarif notu: Cevizli kadayıf olaydı iyiydi. O kadim şakayı yapardınız "daha kadayıfın altı kızarmadı" diye, hani yayın yasağını doğru dürüst protesto edecem ama vakti var daha gibi. Misal işte. Hayır olmadıysa olmadı deyin, sorun yok. Sonuçta künefe tarifiyle de olan bi şey yok alla allaa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top