2013 İlkbahar Haute Couture defilelerimizin ikinci bölümüyle devam ediyoruz. İlk olarak uzun elbise denince aklıma ilk gelen isim olan Elie Saab ile başlamak istiyorum. Elie Saab bu kez de kendi çizgisinden çok fazla kaymamıştı. Elbiselere hakim olan zarif işlemeler, parıltılar, ışıltılar ve transparan detaylardı. Koleksiyonun renk paleti ise, lavanta, bebek mavisi, fildişi, kırmızı ve siyahlardan oluşuyordu. Muhtemelen bu güzel elbiseleri Oscar ödül treninde sıklıkla göreceğiz.
Jean Paul Gaultier ise aykırı bir koleksiyonla bizi karşılıyordu. Çizgiler, renkler, transparanlar, danteller, püsküller, ve asimetri kesimlerle oldukça renkli bir koleksiyon vardı. Elbiseler büyük kemerler ve küpelerle tamamlanmıştı. Sanırım en beğenmediğim koleksiyonlardan birisi de buydu.
Adıyla bile romantizm etkisi yaratan Valentino defilesinde işlemeler ve çiçek desenleri dikkat çekiyordu. Organze, şifon ve tül kumaştan oluşan koleksiyona beyaz, kırmızı, siyah ve pastel renkler hakimdi. Koleksiyondaki işlemelerin ise hakkını vermek gerek, gerçekten harikaydı. Modanın da bir sanat olduğunun en büyük kanıtı bu işlemeler oldu sanırım.
Kapanışı da taze taze en çok beklediğim ikinci defile olan Zuhair Murad'la yapmak istiyorum. Bu koleksiyon da güvenimi sarsmayacak kadar güzeldi. Altın, barok ve helenistik dönemle birleşince ortaya oldukça zengin ve ihtişamlı bir koleksiyon çıkması da kaçınılmaz oldu tabi. Elbiselerin transparan detaylarla buluşması da koleksiyona ayrı bir hava katmıştı. Ayrıca gümüşün ve altının bir arada kullanıldığı zor ama muhteşem bir birliktelik de vardı. Ayaklarda da altın süslü gladyatör etkisi gözden kaçmadı.
Böylelikle, 2013 İlkbahar Haute Couture defilelerin sonuna gelmiş olduk. İtiraf ediyorum en beğendiğim koleksiyon muhteşem altın işlemeleriyle Zuhair Murad oldu. Bakalım bu güzel elbiseleri kimlerin üstünde göreceğiz. Peki siz bu 4 gün boyunca en çok hangi koleksiyona bayıldınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder