16 Mayıs 2013 Perşembe

0

Kadınlar nereye koşuyor

Sosyal ve ekonomik dünyada çok daha aktif ve güçlü kadınlarla karşı karşıyayız son zamanlarda. Erkeklerse çoğu zaman onları geriden takip ediyor. yoksa ataerkil düzenin sonumu geliyor?

SELİN MİLOŞYAN



Usame Bin laden'in öldürüldüğü operasyonu konu alan Kathryn Bigelow'un ''Zero Dark Thirty'' filminde, entelektüel ve güçlü bir kadın olan CIA ajanı ''maya'yı canlandıran, Pakistanlı teröristleri alaşağı eden Jessica Chastain; bu rolle sadece aksiyon filmlerindeki erkek egemenliğini yıkmakla kalmıyor, özellikle post endüstriyel toplumlarda görülen bir paradigma değişikliğine de atıfta bulunuyor. bu rolüyle altın küre'de ''en iyi kadın oyuncu'' ödülünü kazanan Chastain , izleyicinin kadınları farklı rollerde görmeye alışamadığını söylüyor. Oysa kadınları, özellikle gelişmiş ülkelerde önemli pozisyonlarda görmeye alışmamız gerek. Kadınlar bir zamanlar erkeğin rol tanımına giren birçok görevi başarıyla yerine getiriyor. 2012 sonlarında Amerika'da yayınlanan, gazeteci- yazar Hanna Rosin'in kaleme aldığı ''the end of men'', kadınların bu yükselişinden bahsederken erkeklerin güç kaybettiğini vurguluyor.

The Atlantic'te çalışan, ''Kitabım asla bir feminist bir manifesto değil; sadece günümüzde kadınların kendi kurallarını empoze etmeye başladığını gözlemliyorum'' diyen Amerikalı yazar Rosin'in savunduğu, ''Yeni Ananerkil Düzen'' bir ütopyadan mı ibaret, yoksa gerçek mi?

KADINLAR MATEMATİKTE DE BAŞARILI

Genel anlamda bazı önemli verilere dayanarak erkelerin bazı alanlarda etkinliklerini kaybettiklerini, kadınlarınsa yükselişe geçtiğini savunuyor Hanna Rosin. Özellikle sosyal zeka ve iletişim yeteneğinin fiziksel gücü alaşağı ettiği günümüz post- modern çağında, kadınların gerçekten de sosyal ve ekonomik arenada öne çıktığı yadsınamaz bir gerçek. Bu gelişme elbette kadınların eğitim alanındaki başarılarıyla yakından ilintili. Ünlü Fransız Sosyolog François de Singly, kadınların kürtaj hakkı ve doğum kontrol hapı gibi kazanımlardan sonra en büyük ''fetih''lerinin matematik dünyası olduğunu vurguluyor.Singly, "bir zamanlar sadece erkeklere bahşedilen bir alan olan matematikte artık kadınlar da oldukça başarılı" diyor. Genel anlamda eğitim hayatında da kadın sayısı artıyor. Öyle ki Amerika, Kanada ,İngiltere, Brezilya'da üniversite öğrencileri, ağırlıkta olarak kadın. Hanna Rosin'de kitabında, ABD üniversitelerinde her beş mezundan üçünün kadın olduğunu hatırlatıyor. Ve " kadınlar özgürleşmenin okul ve diplomadan geçtiğinin bilincinde" diyor. 

KADINLAR ERKEKLERDEN DAHA ÇOK KAZANIYOR!

Ellerinde diplomalarıyla iş dünyasına atılan kadınlar, ekonomik ve sosyal konjonktürün elverişli olduğu ülkelerde önemli pozisyonlarda görev alabiliyor. Bugün kadınların iş gücüne katılımı dünyada %51 bu oran AB ülkelerinde %52'ye kadar çıkabiliyor. Hanna Rosin özellikle Amerika'daki verilere dayanarak kaleme aldığı çalışmasında kadınların aile bütçesine katkı paylarının yükselişte olduğunu, ortalama bir çalışan kadının bütçenin % 42'sini karşıladığını vurguluyor. Amerika'da 30 yaş altındaki çocuksuz kadınların ortalama olarak erkeklerden %8 daha fazla maaş almaları da, Rosin'in kadınların etkinliklerinin yükselişte olduğu argümanını doğrulayan verilerden biri olarak sayılabilir. 

EVDE SON SÖZ KADINLARIN

Kadınlar eğitim ve iş dünyasında erkekleri sollarken evde de önemli kararların altına imza atmaya devam ediyorlar. Öyle ki, çocukların hangi okula gideceği, nereye tatile çıkılacağı ya da hangi semt de ikamet edileceği hakkında son söz kadınlara ait. Rosin özellikle Las Vegas, Houston gibi banliyölerde anaerkil düzenin egemen olduğunu, sabah buzdolabının üstünde post itini bıraktıktan sonra işe giden, kredi almak için bankaya başvuran, çocuk yapma kararı alan ya da almayan kadının, geleneksel kadın erkek dengesini bozduğunu vurguluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

back to top