"Muhafazakar kadının yaşam koçu" gibi bir payesi var Sibel Üresin'in. Bu ne demektir hiç bilmiyorum. Mesele muhafazakar kadınların yaşam koçu olması değil, yaşam koçu nedir ne iş yapar onu hiç bilmiyorum. Bir tür akıl hocalığı sanırım. Eğer öyleyse, Sibel Üresin'den akıl fikir alan kadınların hali vahim olmalı.
Sibel Üresin bir dergiye verdiği röportajda, kendisine sorulan "aile içi şiddetin artmasının sebepleri sizce nelerdir" sorusuna şöyle bi cevap vermiş: "Kesinlikle kadınların dillerinin uzaması! Kadınlar çok para sahibi oldular ve o egoları çok yükseldi. Çok bilip çok konuşuyorlar ama kadına naif olmak kibar olmak yumuşak olmak yakışır. Bu dinimizde de böyledir."
Devamı da var: "Erkekler neden vuruyor? Kadın car car car konuştuğu için, o yüzden ben böyle kadınların şiddeti hak ettiğini düşünüyorum."
Düşünmüş düşünmüş bunu söylemiş diyeceğim ama “Bir erkek neden eşini öldürecek kadar canileşir?” sorusuna da bakın nasıl bir cevabı uygun görmüş: "Kesinlikle kadın çileden çıkarıyor yani ne yapsın adam?"
Yok hayır dalga falan geçmeyeceğim, yani tamam benim kafam öyle derinlikli felsefi şeylere pek basmıyor, iki satır kafa bulup kendimi kandırıyorum, eğleniyorum falan ama.. bir yere kadar. Sonuçta benim gibi boş boş düşünüp yazan birinin bile kırmızı çizgileri vardır. Misal Hülya Avşar akıllı kadınların dayak yemeyeceğini söylediğinde sınır ihlali yapmamıştı. Okuduk güldük eğlendik. Ve lakin Sibel Üresin'in söyledikleri gülüp eğlenmeye pek uygun değil.
Şimdi car car konuşmaya başlayacağım, çünkü bunu hak ediyor. Dilimi uzatabildiğim kadar uzatacağım, müstehakı bu çünkü.
Önce kafamı çok meşgul eden bir soruyla başlamak istiyorum. Ne zaman Sibel Üresin'in bir kelamına rastgelsem, aklıma hep bu soru geliyor. İstisnasız! Lütfen biri bana tane tane anlatsın: Bu nasıl bir köle zihniyetidir?
Buna bağlı diğer sorular da şunlar oluyor: Bu nasıl bir erkek hakimiyetine gönüllü zincirlenmektir? Bu nasıl bir kraldan çok kralcılıktır? Bu nasıl bir ruh halidir?
O değil de, şu soruları yazarken benim sinirim geçti galiba. Hay bin kunduz.
Her neyse, bu arada şöyle bir dolaştım sosyal medya mecralarını, merak ettim duyanlar ne söylemiş, nasıl bir yorumda bulunmuşlar diye. Ortak cevap şöyle bi şey çıktı: "Ee o zaman sen epey bi şiddet görmüşsündür?"
İlk akla gelen böyle bir şeyler oluyor, haklılar da. Yani "dili uzun" deyince.. ya da ne bileyim "car car konuşuyor" deyince, aklın yolu da aynı sonuca çıkıyor. Ama bu çıkılan sonuç da kadına şiddeti pekiştiriyor. Hatta olumluyor ve Sibel Üresin'i doğruluyor. Şiddetin bazı şartlar altında makul görülebileceğini onaylıyor vs vs.
Benim bir korkum var: Kadına şiddet uygulayan ve uyguladığı şiddete bahaneler uyduran bazı erkekler, başındaki örtüye istinaden Sibel Üresin'in verdiği akıllara değer veriyor olabilir. Sibel Üresin bu durumda kadına şiddetin nedeni olur, kadını öldürecek kadar canileşen erkeklerin bahanesi olur, suçun ve suçlunun ortağı olur, en azından, benim gözümde.
"Ne yapsın adam?" diye karısını öldüren erkeğe destek veriyor, farkında mı acaba? Bunun bir açıklaması olabilir mi? Kadın adamı çileden çıkarıyor, ee peki adam ne yapsın? Çekip vuruyor kadını. Hak ediyor yani kadın ölmeyi. Buna benzer bir şeyler de söylemiş zaten. Buyurun: "Hakikaten öyle gelinler öyle kadınlar tanıyorum ki ben sinir oluyorum ki kocasının deli olması çok normal. Sen bana durup dururken vurabilir misin? Ölen mi suçlu öldüren mi ? Bir tahrik var yani ortada."
Ölen suçlu diyor yani.. ne yaptığının farkında mı Sibel Üresin? Aklı başında mı acaba? Yok değilse acil şifalar dileyeceğim ama akıl baştayken bunları söylüyorsa, lütfen iki dakika kadar, sebep olabileceği şiddeti düşünsün. Car car konuşuyor diye, dili de çok uzamış diye, lan eline iki kuruş para geçti havalandın bakıyorum diye "yaşam koçu" onaylı atılacak dayakları, ruhen ve bedenen sakat kalacak, hatta ölebilecek kadınları düşünsün.
Bunun dinle imanla örtüyle cemiyetle tarikatla falan alakası yok. İnsan olmakla alakası var. Fazla değil, lütfen sadece iki dakika ne halt yediğini düşünsün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder